(Bu makalede olayı anlamak açısından Allah ın sonsuz bilinç ve enerjinin kaynağı olarak tarif etmek zorunda kaldık; Allah’ın zatını ve kuantum fiziğine göre boyutunu asla tam bilemeyiz.)
Allah nasıl var oldu? Allah ı kim yarattı?
Bu konuya bir kaç başlık altında cevap verebiliriz.
Sonsuz sebepler zinciri mantıklı değildir
İlk olarak bu konuyu cevaplamaya çalışan herkesin dediği gibi; sonsuz sebepler zinciri var olamayacağından bir ilk sebep olmak zorunda olduğundan; bir yaratıcı vardır. Vardan var olur. Biz var isek vardan gelmişizdir. Yani Allah ı haşa bir şeyin yarattığını düşünürsek hiçbir zaman bir ilk sebep olmaz. Evet sonsuz sebepler zinciri mantıksız. Ama bu sonsuz zincir düşüncesinin bilimsel olarak hatalı olması ve Allah ‘ın ilk sebep olmak zorunda olması; Allah’ın nasıl var olduğunu anlamamızı sağlamıyor.
Birisi güzel sormuş; insan bile, bir sperm bile sebepsiz oluşmuyor yani yaratıcısı var o zaman Yaratıcı nasıl sebepsiz kendiliğinden var olabiliyor?
Allah yaratılmışlardan farklıdır
Tamam Allah ‘ın nasıl var olduğunu anlamıyoruz ama Onu yaratılmışlar ile aynı kefeye koymakta mantıksız; çünkü bir insanın, bir spermin, yaratılmış olduğu için 3. boyuta ait atomları ve biyolojik bir mekanizması var. Kuantum bilimine göre 11. boyut veya üzerinde olabilecek yaratıcının ise bildiğimiz kadarıyla; en azından o boyuta özgü enerjiden (maddenin temeli olan enerjiden-ışık sicimlerinden) ve tüm akıl ve ruhların kaynağı olan bilinçten ibaret olması lazım. Yani yaratılmışlar gibi bir mekanizmaya sahip olmaması lazım. Yani bu; bir bilgisayar oyunundaki bir karakterin, “beni yazan yazılımcıyı kim yazdı” demesi gibi. Buradan yaratılanın asla yaratıcı ile aynı özelliklere sahip olamayacağını anlamakla birlikte kafamızdaki nedensellik ilkesini gene yıkamıyoruz ve aynı biz yaratıklar gibi Onun da varlığına bir şeyin sebep olması gerektiği düşüncesinden kurtulamıyoruz. Nitekim yazılımcı da bir insandır ve onu yaratan vardır. Buradan işin içinden çıkamıyoruz, o zaman tersten düşünüp anlayabildiğimiz kadar anlamaya çalışalım.
Sonsuzu yaratacak bir güç yoktur
İradeli hareket eden enerji yani kainat ve insandaki bilincin kaynağı yani her şey Allah ‘ın varlığını mecbur kılıyor. Yani matematikten biyolojiye uzay biliminden kuantum fiziğine kadar her şey ilk ve iradeli bir sebebin yani Allah’ın varlığını ispatlayıp mecbur kılıyor.
Böyle bir sonsuz güce sebep olabilecek (meydana getirebilecek) herhangi bir şey yoktur. Yani var olması gereken O sonsuz gücü yaratacak, sonsuzdan büyük bir etken yoktur. Öyleyse bu demektir ki fıtratımız Allah ı bulmak için nedensellik ilkesine göre yaratıldı ve nedensellik bu boyutta bizim zihnimizde var olan bir şey. Belki bunu ölümümüzden sonra, sadece bir bilinç halinde diğer boyutlara geçtiğimizde tam anlayacağız. Ve tasvir edebildiğimiz kadarıyla sonsuz bilinç ve sonsuz enerjiden ibaret olan Allah ‘ın (madde gibi olmadığını) bir zaman kavramı gibi; var olmasına bir şeyin sebep olması gerekmediğini; zaten kendiliğinden var olması gereken bir kavram olduğunu ileride anlayacağız. Nasıl ki; “Zaman nasıl var oldu, zamanın varlığına ne sebep oldu” diye soramıyorsak, çünkü “zaman” tüm sebep ve olaylardan ayrı kendiliğinden var olan bir şeydir. İşte bu durumda aynı “zaman” gibi “ana bilinç ve sonsuz enerji” kendiliğinden vardır. çünkü o olmak zorunda ve hiçbir şey Onun varlığına bir sebep olamıyor.
Kendiliğinden var olan bir kavram “Zaman”
Allah ‘ın nasıl var olduğunu zaman kavramı ile belki anlayabiliriz. Bazı fizikçiler “zamanın olmadığını” ileri sürüp “zaman” dahil edilmeden fizik kurallarını oluşturmaya çalışmış ise de fizikte “zaman” soyut olarak tanımlanmak ile birlikte en önemli güçtür. Zaten artık eskisi gibi somut şeylerin soyut şeyleri oluşturduğu düşüncesi bilim camiasında yoktur, tam tersi soyut şeylerin somut şeyleri oluşturduğu anlaşılmıştır. En basitinden Kuantum bilimine göre bir bilgisayar simülasyonu içinde yaşadığımız bilinmekte. Atomların içi tamamen bomboş. Gene soyut olan “zaman” kavramı maddi her şeyin üzerinde büyük ve somut bir güçtür.
Temel olarak, bir sistemde değişme olmuyorsa, zamanda yoktur, zamansızdır. Maddelerin alt basamağına inildikçe zaman dan ayrı olduğu yani zamanın ona tesir etmediği yani zaman var olduğundan beri var olduğu anlaşılmıştır, örneğin maddenin en alt basamağındaki “enerji” şekil değiştirir ama hep vardır yok olmaz. Zaten sicim teorisine göre maddenin bulunan en alt biriminin “ışık iplikçikleri” olduğunu, Nur suresine ve tasavvufa göre de “Allah’ın yerlerin ve göklerin nuru” olduğunu yani maddenin en alt basamağındaki enerji halinde “Allah’ın nur esmasının” var olduğunu tasavvufla ilgili bölümümüzde (ve kanalımızdaki videoda) açıklamıştık. (tabirde hata olmasın) İşte Allah ta aynı “zaman” gibi soyut bir şekilde “bilincin ve sonsuz enerjinin ana kaynağı” olarak sebep sonuçlar boyutundan ayrı olarak vardır. Bu soru gene “var” yani “var olma olgusu” neden vardır, sorusuna da benziyor. Tamam “varlık neden vardır” diye sorgularız ama “var olma olgusu neden vardır” diye sormayız, çünkü zihnimizde bir şeylerin var olma durumu kendiliğinden vardır. Bir şeyler olmak zorundadır, hiç bir şeyin olmamasını, tamamen yokluk olayını zihnimiz kabul etmez. İşte aynı “var olma” olgusu gibi varlığın temelindeki sonsuz enerji ve bilinç olan Allah kendiliğinden vardır.
Gene “mekan” ya da “alan” olgusu da benzer şekilde zihnimizde kendiliğinden vardır ve “mekan nasıl var olmuştur” sorusunu soramayız, “mekan” ve “uzay alan” kendiliğinden hem de sonsuz şekilde zihnimizde var olmalıdır. Aynı “zaman” gibi.
Dünyanın Kara Kutusu Belgeselinde hiç duymadığınız çarpıcı gerçeklerle büyük resmi daha iyi göreceksiniz;