Hem cinler hem uzaylılar ikisinin de lideri yılan ırkındandır.
Vereceğimiz bir benzerlikte hem cinler hem de uzaylıların ikisinin de liderlerinin yılan ırkından olmasıdır.
Öncelikle yılan kılığındaki uzaylılar hakkında gösterebileceğimiz bilimsel delil büyüdür. Çünkü 1.si antik çağlardan beri dünyanın her yerinde büyücü rahipler yılan tanrılarla görüşmüştür. Yani Büyü aracılığıyla yılan tanrılarla görüşülmesi, tüm dünyadaki tüm çok tanrılı dinlerde anlatılan tarihsel bir gerçektir. 2. Olarak; büyününde kuantum fiziği ile ilişkisi bilim adamları tarafından bugün konuşulmaktadır. Bunun yanında “dünyanın kara kutusu” 5. Bölümde; tarihte büyü vasıtasıyla 4.boyut varlıklarının insanlar ile nasıl iletişim kurduklarını ve yardım aldıklarını ayrıntılı şekilde anlatacağız. Antik dönemlerdeki çok tanrılı dinlerin rahiplerinin ve günümüzdeki büyücü şamanların trans esnasında gördükleri yılan kılığında 4. Boyut varlıklarını da ileriki bölümlerde göstereceğiz. Gene Yılan tanrıların bütün antik çok tanrılı dinlerde görüldüğünü “dünyanın kara kutusu” 7. Bölümde göstereceğiz.
uzaylıların yönetici tayfasının yılanımsı bir tür olan drakolardan oluştuğunu gördük;
Yılan drako ejderha-sürüngen ırk- tarihte ve mitolojide aynı manalara gelmektedir. Bu kelimelerin hepsi Aynı şeyi anlatmak için kullanılır. ejderha ile ilgili dünyanın her yerinde her kültürde sayısız efsane ve mitoloji vardır, bu efsanalerin arkasında gerçekten var olan bu uzaylıların olduğunu ispatlayan tarihi kayıtları ilerleyen bölümlerde size sunacağız.
En basitinden herkesin bildiği bir örnek vermek gerekirse amerika kıtasında yüzyıllardan beri reptilian denen sürüngenimsi yaratığı tüm dünya bilmekte, kıtada bulunan bir çok insan yüzlerce yıldır bu yaratığı gördüğünü söylemektedir.
Günümüzdeki uzaylılar tarafından kaçırılan sayısız insan vardır ve bu insanların sayısız beyanı kitaplara filmlere internet sitelerine yansımıştır, bu kişiler yalan makinasına bağlandığında yalan söylemedikleri anlaşılmış ve kaçırılan tüm herkes aynı şeyleri anlatmıştır; kaçırıldıklarında grilerin olduğu ve başlarında onlara emir veren sürüngenimsi daha iri bir uzaylı olduğunu, hatta bazıları bunların yanında üniformalı şekilde bu varlıklara hizmet eden insanlarında olduğunu belirtmişlerdir.
Masonların icraatlerini yavaş yavaş görüyorsunuz.
Şimdi gelelim Semavi Dinlerin şeytanları nasıl tasvir ettiğine. Semavi dinlerin hepsi şeytanların Yılana benzediğini söylemektedir. çok tanrılı dinlerinde benzer şeyleri söylediğine ilerleyen bölümlerde değineceğiz.
kutsal kitaplarda ki kıssaların genelinde adem ve havanın cennetten kovulmasını sağlayan şeytan iki ayağı üzerinde yürüyen bir yılandır.
Yahudiler için Şeytan’ın en çok kılığına girdiği hayvan da yılandır. *tevratta adem ve Havva’yı kandırıp cennetten kovduran yılandır. (Yaratılış 3 / 3,24)
Rab tanrı kadına (Havva’ya) “nedir bu yaptığın” diye sordu: Kadın tanrıya; “yılan beni aldattı o yüzden yedim” diye karşılık verdi. Bunun üzerine Rab tanrı yılana: “bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın” dedi “karnın üzerinde sürünecek, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.” (Tevrat- Yaratılış 3/ 13-14)
Tevrat’ın içinde adı geçse de kendisi ortada olmayan kayıp kitaplardan Yaşer’in Kitabı’nda; Masonik dinin kurucusu sayılan Nemrut’tan ve insanlığın yaratımında söz sahibi olan bir yılan-ırkından söz edildiği iddia edilir.
Gene Hıristiyanlığı yaymak için yola çıkan ilk öncüler yılan sembolleri ile dolu olan İzmir /bergamayı şeytana tapınmanın merkezi olarak adlandırırlar.
İncile göre şeytan yılan şeklindedir.
İncil: Büyük ejderha, İblis ya da şeytan diye isimlendirilen ve tüm dünyayı saptıran o eski yılan… (İncil-Vahiy 12 / 9)
İncil: Ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. Bunlar olağanüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır.(İncil-Vahiy 16/13-14)
Hz Muhammed sav de cinlerin yılana benzediğini hadisi şeriflerinde belirtmiştir:
Bir sözünde hz. Muhammed peygamber cinlerin bir türünün yılana ve akrebe benzediğini söyler.
Hadîsde anlatıldığına göre Cinler üç sınıfa ayrılır : — Yılan kılığında olan cinler, — Siyah köpek şeklinde olan cinler, — Uçan rüzgâr şeklinde olan cinler.. Galiba yemeyen ve içmeyen olan Cin sınıfı bu üçüncü sınıftır. Şayet yemedikleri ve içmedikleri doğru ise. (Ebul-Kasım Es-Süheylî rivayet etmiştir)
Allahın Resûlü (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır : «Allahü Teâlâ Cinleri üç sınıf olarak yaratmıştır: Birinci sınıf, yılan ve akrep şeklindedir, ikinci sınıf havadaki rüzgâr gibidir, üçüncü sınıf ise hesap ve ikaba maruz olacak olan sınıftır..» (İbni Ebid – Dünya, (Mekayiduş – Şeytan) adlı eserinde : Ebu Seleme bin Abdurrahman, Ebud – Derdâ’dan (R.A.) rivayet etmiştir)
Başka bir sözünde hz. Muhammed peygamber evde görülen yılanların cinler olabileceğini söylemiştir.
Hadisi şerif: …”Medine’de musluman olan cinler var. Onlardan birini gorurseniz, kendisine uc gun ihtarda bulunun. Eger bundan sonra yine de gorunurse onu oldurun. Cunku o bir seytandir.” Muslim, Selam 139, (2236); Muvatta, Isti’zan 33, (2, 976, 977); Ebu Davud, Edeb 174, (5256, 5257); Tirmizi, Ahkam 2, (1484); (Bazi Tirmizi nushalarinda Sayd bolumunde (17. bab’ta) gelmistir.) Ebu Davud, C.16, Hno: 5256, s.616-617.
Ibnu Ebi Leyla babasından anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam’a ev yılanlarından sorulmuştu. Şu cevabı verdi: “Evlerinizde onlardan birini görecek olursanız, ona: “Size Hz. Nuh’un (gemiye sokarken) aldığı söz hakkı için ve de Hz. Süleyman ibnu Davud’un sizden aldığı söz hakkı için bize zarar vermemenizi ve bize görünmemenizi talep ediyorum” deyin. Eğer tekrar dönerlerse öldürün.” (Tirmizi, Ahkam 2, (1485); Ebu Davud, Edeb 174, (5260).
Gene hz. Muhammed peygamberin kulağına; yolda gördüğü bir yılan bir şeyler fısıldamış ve hz. Muhammed peygamber arkadaşlarına konuştuğu yılanın bir cin olduğunu ve kendisinden bir şey istediğini söylemiştir.
Câbir bin Abdullah’dan (ra) rivâyet edildi ki: Resûlullah efendimiz (sav) ile birlikte yürüyorduk. Bir yılan gelip yanında durdu. Ağzını açarak yaklaştı. Sanki ona birşey fısıldıyordu. Peygamber efendimiz (sav); “Evet” buyurdu ve yılan ayrılıp gitti. Bu husûsta Peygamber efendimizden (sav) suâl edince, buyurdular ki: “O, cinlerden bir kimsedir, bana şöyle dedi: “Ümmetine emr et de tezek ve kemikle taharetlenmesinler. Çünkü Allahü teâlâ, bunları bize azık kıldı.”
Bir başka olayda hz. Muhammed peygamberin arkadaşları kavga eden iki yılan görmüş ve bu yılanların gerçekte cinler olduğunu öğrenmişlerdir.
İbn-i Ebi’d-Dünyâ naklediyor: “Ebû İshak’ın anlattığına göre Hazret-i Peygamber (sav), Ashâbından bir kısım insanlarla yolculuğa çıkmışlardı. Yolda giderlerken iki yılan çarpıştılar. Biri diğerini öldürdü. Ölen yılanın kokusu ve güzelliği dikkatleri çekti. Ashâb-ı kirâmdan birisi kalkıp onu bir hırkaya sararak defnetti. Bir de ne görsünler. Bir topluluk kendilerine; “Esselâmü aleyküm. Siz şu anda Ömer isminde birini defnettiniz. Müslüman cinlerle kâfir cinler arasında savaş çıktı. Şu anda defnettiğiniz müslüman öldürüldü. O. Peygamber’in (sav) huzûrunda müslüman olan cinlerdendir” diye seslendi.
“Yılanlar cinlerin şekil değiştirmiş olanlarıdır. “(Hadisi şerif-es-Sahiha 4/439)
Bir çok İslam alimi de başlarından geçen olaylardan dolayı cinlerin yılan kılığında olduğunu belirtmiştir. Bir olayda insanların içinde sürekli İslam dersleri dinlemeye gelen bir yılanın İslam bilgini bir cin olduğu anlatılır.
Rivayet edilir ki, fakîh Muhammed Hermel el-Fahri isminde bir zât, Ebû Muhammed el-Himyerî hazretlerinin bulunduğu beldeye geldi ve onun derslerine devam etmeye başladı. Bu fakîh de yüksek âlimlerden idi. Birbirlerinden ilim öğrenmeye, birbirlerinin ilimlerinden istifâde etmeye başladılar. Bir ara, fakîh İbn-i Hermel, beyân ilmi okumak istediğini bildirdi. Ebû Muhammed Himyerî de kabûl etti. İbn-i Hermel’e beyân dersi okutmaya başladı. Birgün ders esnâsında, başını yukarıya kaldırdığında, bir yılanın başını uzatmış dersi dinlemekte olduğunu gördü. Ders bittikten sonra, İbn-i Hermel’e bu gördüğü hâli bildirdi ve; “Bu gördüğün cin tâifesinden fıkıh âlimi bir kimsedir. Bizden “Tenbih” ve “Mühezzeb” kitaplarını okuyor. Senin okuduğun beyân derslerini de dinlemek istiyor” buyurdu. İbn-i Hermel ise, kendisinden ders okuduğu zâtın cinlere de ders vermekte olduğunu anlayıp, ona olan muhabbet ve bağlılığı daha çok arttı.
Gene eski eserlerden nakledildiğine göre; ormanda ejderha kılığında cine rastlayan askerler olmuştur.
hişam muhammed in hemedan dan malik b. nasr ed dalani den naklettiğine göre; ormanda ejderha kılığında cine rastlayan askerler olmuştur. (imam şibli cinlerin esrarı s.186)
Başka bir olayda bir kadına ejderha kılıklı bir şeytanın saldırmaya kalkışması bu saldırının kuran ile def edilmesi anlatılır.
el kureyşi nin “mekayiduş-şeytan” adlı eserinde hasan b. hasan dan naklettiği riveyete ve ebu cafer el kindi nin rivayetine göre bir kadına ejderha kılıklı bir şeytanın saldırmaya kalkışması bu saldırının kuran ile def edilmesi anlatılır. (imam şibli cinlerin esrarı s.117)
Bu rivayetlerden cinlerin bir türünün genel olarak yılana benzediği anlaşılmaktadır. Cinlerin bu türü; dünyada reptilian uzaylılar ya da sürüngenimsi uzaylılar olarak bilinmektedir. Bu 4. Boyut varlıklarının bizim boyutumuzda bazen küçük bir yılan bazen büyük bir ejderha olarak görünebilmesinin sebebi ise elbette kuantum fiziği ile ilgili bir durumdur.
Evet tüm dünyada benzer şekilde yaşanan bir çok gerçeği bilimsel ve dini yönüyle size anlattık. Bir sonraki bölümde gri uzaylılarla yani cinlerin diğer türü ile ilgili hayatımızı etkileyen gerçeklerle buluşmak üzere, gerçeklerle kalın.