SEMAVİ VE PAGAN (Putperest) DİNLERİN FARKI

Çok önemli olan bir diğer nokta ise içine putların girdiği bu pagan dinlerin, semavi dinlerin zıttı inanç metodlarına sahip olmasıydı. Semavi dinler ne derse pagan dinler tam tersini söylüyordu. Tek tanrılı dinlerle çok tanrılı dinler; Çok ufak benzerlikler dışında birbirlerine taban tabana zıt idiler.

*öncelikle tek tanrılı dinlerle çok tanrılı dinler birbirinin aynısı mıdır, yani semavi dinler pagan dinlerin evrimleşmiş hali midir, bu soruya açıklık getirmemiz gerekiyor. semavi dinlerle pagan dinleri bir kefeye koyamayız. çünkü bazı tarihçiler tek tanrılı dinlerin çok tanrılı dinlerden evrimleştiğini. Yani; semavi dinlerin çok tanrılı dinlerin kopyası ve devamı olduğunu söylese de Ufak tefek benzerliklerin dışında tamamen birbirine zıttırlar. Birbirinin tersi inanç ve düşünce yapılarına sahiptirler.

Tek tanrılı dinleri az çok hepimiz biliyoruz. İslam, hıristiyanlık ve yahudiliğin bazı mezhepleri, ve öğretileri istisna, tek tanrılı dinlerde çoğu öğretiler ortaktır. Tek ve her şeyin başlangıcı olan Yaratıcı iyilik ve adaletin timsalidir, her şeye kadirdir, sonsuz güç sahibidir, ol der oldurur, Onun dışında her şey yaratılmıştır. O var olan her şeyden farklıdır, o hariç her şey yaratılandır, Yaratıcı; insanlardan kendi rızası için başka kimseden menfaat ummadan iyilik yapmasını ister, bu rızayı temellendirmesi için ibadet etmesini ister. putlar ve resimler hıristiyanlığın çoğu mezhebini işgal etse de esasında tüm semavi dinlerde bir puta ve tasvire tapılmasına karşı çıkılır, yaratıcı görülemez ve resmedilemez. Çok tanrılı dinlerde ise durum çok farklıdır, öncelikle çok tanrılı dinlerde tanrılar yaratıcı olarak görülmezler, bu konu hakkında dinler tarihi uzmanı James churcward- kayıp kıta mu kitabında şöyle demiştir;

“Bu kitap boyunca, özellikle de çevirilerde, Tanrı sözcüğünü Yaratan yerine kullanmaktan kaçındım, çünkü Tanrı sözcüğü eskiler için Yaratan anlamına gelmiyordu. Bizim bilginlerimiz, eski dönemlerin tanrısı ile bugünkü Tanrı arasındaki farkı anlayamadıkları için, eskilerin, tüm tanrılarını birer Yaratan olarak gördüklerini ve dolayısıyla çok sayıda tanrı üretip taptıklarını zannetmişlerdir. Böylece bilim öyle bir karmaşaya yol açmıştır ki, sıradan insanların bu konuya olan yaklaşımı alabildiğine kısıtlı ve dar görüşlü
hale gelmiştir.”

Devam edecek olursak; tek tanrılı dinlerdeki yaratıcı profilinden farklı olarak Çok tanrılı dinlerdeki tanrılar; İyilik ve adaletin timsali olarak düşünülemezler. İnsani zaaflar gösterirler. Çıkarlarına ve duygularına göre hareket ederler. Çok tanrılı dinlerde ki bu tanrılar sonsuz güçlü değildir. insan benzeri kişisel özelliklere sahip, ek olarak bazı bireysel (doğaüstü) güç, yetenek ve bilgiye sahip olarak tasvir edilirler. çok tanrılı dinlerde tanrılar birbirlerine akraba, rakip, düşman ya da kanka olabilirler. Güçleri sonsuz olmadığından, Tanrıların yapabileceklerinin bir sınırı vardır. Arzularının gerçekleşmesi için çabalamaları, diğer tanrıları ikna etmeye çalışmaları gerekebilir. kimi zaman tüm tanrıların üzerinde olan kurallar olabilir. Tanrılar insanlardan uzun yaşarlar ama semavi dinlerdeki gibi ölümsüz değillerdir.  çoğu çok tanrılı (politeistik) dinde, panteonun başında, her şeyden ve diğer tanrılar da dahil herkesten güçlü ve bilge bir baş tanrı figürü bulunurken semavi dinlerde yaratıcı ile insan arasında bir aracı bulunmaz.

Tek tanrılı dinler dünyanın insanın oluşumunu açıklamaya çalışırken; Çok tanrılı dinler dünyanın nasıl meydana geldiği ya da insanın yaratılışı konusunda genellikle sessizdir. insan ve kainat bir şekilde kendiliğinden var oldu tezi yaygındır. Gene Çok tanrılı dinler kişinin tek tanrılı dinlerdeki gibi disiplinli olmasını ölçülü ve iyi hareket etmesini emretmez, aksine insanın içinden geldiği gibi hareket etmesi gerektiğini vurgular. Hatta ileri safhalarda tanrılar kendileri için kötülük işlenmesini ister.Kötülükleri ibadet olarak görür. Tanrılar içki, uyuşturucu ve cinsellik ile insanların transa geçip ibadet etmelerini ister. Kendileri için insan hatta çocuk kurban edilmesini ister. Zayıfların ezilmesini destekler.

Yunan filozof Homer’a göre tanrılar hırsızlık, cinayet ve yalan söyleme dahil insanların düştüğü bir çok hataya düşebilirdi.

*gene tek tanrılı dinlerde şeytan önemli bir yer edinmesine rağmen mu ve devamındaki antik çok tanrılı dinlerde şeytan ve cehennem inancı yoktur.

gene Çok tanrılı dinlerde tek tanrılı dinlerdeki gibi insan özel değildir. İnsan eşrefi mahlukat değildir, yaratıklar arasında bir yaratıktır. Özel bir kaderi yoktur, aslında tanrıların umurunda bile değildir. Sıradan insanlardan beklenen geleneklere uymak ve toplumsal düzene itaat etmekten ibarettir, yerine getirilmesi gereken ibadetler illa ki vardır ama semavi dinlerdeki gibi sistematik bir etik bugünden bakılınca görülemez. Zaten çok tanrılı dinlerde ölümden sonra gidilecek bir cennette yoktur. Daha çok reankarnasyon vardır. Tek tanrılı dinlerde büyüye şiddetle karşı çıkılmasına, büyünün büyük günah kabul edilmesine rağmen; Çok tanrılı dinlerde genellikle büyü üzerinden işler yürütülür ve büyücüler din adamıdır.

Konunun devamını görsel deliller eşliğinde (Altta) Dünyanın Kara Kutusu Belgesel Serisinden izleyebilirsiniz.

Scroll to Top