1- Aşk her şeydeki güzelliği görebilmektir. her şeyi sonsuz güzellikte yaratan en büyük sanatçıya hayranlık duymaktır.
Araf-185 – … Hiç düşünmezler mi Allah’ın yarattığı herhangi bir mahlûktaki ilahî düzenlemeyi?
Yusuf-105 – Göklerde ve yerde Allah’ın varlığını, birliğini, kudretini gösteren nice deliller vardır ki, insanlar yanından geçip gittikleri halde yüzlerini çevirdiklerinden farkına varmazlar.
2- Aşk bizi herşeyi öğrenecek şekilde yaratan ve öğreten, zihnimizi ve ruhumuzu eğiten en büyük öğretmene saygı duymaktır.
beled-8, rahman-3, bakara-45
3-AŞK; Her şeyi zevkimize göre yaratan, var ettiği her şeyi bizim; kulağımız, gözümüz, burnumuz, dilimiz, tenimizden en az birine hoş yaratan. Karşılıksız sınırsız güzelliğe nimete gark eden, karşılığında sadece sevgi isteyen en cömert sevgiliye sevgimizi sunmaktır.
Nahl-5 – …Allah davarları da yarattı. Bunlarda sizi soğuktan koruyan (deri, yün, kıl gibi) maddeler ve birçok faydalar vardır. Hem onların etlerini ve ürünlerini de yersiniz. 6 – Onları akşamleyin ağıllarına getirir, sabahleyin otlaklara götürürken bambaşka bir zevk alırsınız!…
Nahl- 18 – Halbuki Allah’ın nimetlerini birer birer saymaya kalksanız, mümkün değil, sayamazsınız.…
4-Her şeyi bizim menfaatimize göre yaratan, her şeyi bize hizmetkar kılan, sayısız hizmetçisiyle ihtiyacımızı karşılayan, rahat ettiren, işimizi gördüren o lütfu en bol padişaha şükürdar, minnettar olmaktır.
Lokman-20 – Görmüyor musunuz ki Allah göklerde ve yerde olan şeyleri sizin hizmetinize vermiş. Görünen görünmeyen bunca nimete sizi gark etmiş?
Araf-10 – Şu bir gerçektir ki ey insanlar, Biz sizi dünyaya yerleştirip orada size hakimiyet verdik! Orada sizin için birçok geçim vasıtaları yarattık. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!
Rahman- 13 – O halde Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edebilirsiniz?
5- Her şeyi Ona (c.c.) borçlu ve her şey için Ona (c.c.) muhtaç olmamıza rağmen; kendine itaatsizliği affetmek için bahane arayan merhamet kaynağının merhametine sığınmak, engin rahmetini her daim arzulamaktır.
Enam-12- De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” “Allah’ındır” de! O, rahmet etmeyi Kendisine ilke edinmiştir…
Hadis-i şerif: “Bir kul günah işledi ve ‘Yâ Rabbi, günahımı affet!’ dedi. Hak Teâlâ da, ‘Kulum bir günah işledi; arkadan bildi ki günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır’ buyurdu. Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve ‘Ey Rabbim, günahımı affet!’ dedi. Allahu Teâlâ da, ‘Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır’ buyurdu. Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve ‘Ey Rabbim, beni affeyle!’ dedi. Allahu Teâlâ da,‘Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi olduğunu bildi. Ey kulum, dilediğini yap, ben seni affettim’ buyurdu.”
6-Cezalandırmayı kendi hakkından çok diğer kulların hakkına girildiği için yapan. Adaletiyle hakkını savunamayan acizlerin intikamını zalimden alacak olan, muhtaç olduğumuz adalet kaynağına güvenip kalbi mutmain olmak, Herkesin hakkını ayrı ayrı gözeten ve koruyan; O en adil padişaha en içten sevgimizle önünde eğilmektir
Yedi büyük günah şunlardır: 1- Allah’a şirk, ortak koşmak.(Allah’ın hakkı) 2- Büyücülük (kul hakkı) 3- Katillik (kul hakkı) 4- Harpten kaçmak (milletin hakkı) 5- Yetim malı yemek (kul hakkı) 6- Faizcilik (kul hakkı) 7- Namuslu kadına iftira (kul hakkı) (Buhari, Müslim) /bazı hadislere göre ana babaya asi olmak (en büyük kul hakkıdır)
Sura-42 – Sorumlu olanlar, ancak insanlara zulmedenler ve ülkede haksız yere başkalarının hukukuna saldıranlardır.İşte böylelerinin hakkı gayet acı bir azaptır.
Al-i İmran-21 – Allah’ın âyetlerini inkâr edenleri, haksız yere peygamberleri öldürenleri, adaleti isteyip yaymak isteyenlerin canlarına kıyanları, can yakıcı bir ceza ile müjdele!
7-Bizi dost edinmek için yaratan, ruhundan üfleyip kendi özellikleriyle donatan, biz yürüdük mü bize koşa koşa gelen, asla sırt çevirmeyen ve yüzüstü bırakmayan, en zor zamanımızda yanımızda olan, ümidimizi yitirdiğimizde bir dua ile imdadımıza yetişen, elimizden tutan en vefalı dosta gönülden bağlanmaktır.
Hadis-i şerif: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah Teala hazretleri diyor ki: “Ben, kulumun hakkımdaki zannı gibiyim …Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim. Kim bana şirk koşmaksızın bir arz dolusu günahla gelse, ben de onu bir o kadar mağfiretle karşılarım.” [Buharî, Tevhid 15; 35; Müslim, Zikr 2, (26 75), Tevbe 1, (2675).]
Fussilet-23 – İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu kötü zandır ki sizi mahvetti de, o yüzden hüsrana uğrayanlardan oldunuz.
8-Kullarının sadece sevgisini isteyen, Statüsüne bakmadan her kuluna değer veren. , sevgimize de fazlasıyla karşılık veren, Kullarının da rızasını kazanmaya çalışan o gerçek sevgiliye tapmaktır/taparcasına sevmektir.
Duha-5 –Elbette Rabbin sana ileride öyle ihsan edecek, ta ki sen de O’ndan ve verdiğinden razı olacaksın.
Fecr-27-30 – Ey gönül huzuruna ermiş ruh! Sen Rabbinden razı, O senden razı olarak dön Rabbine! Sen de katıl has kullarımın içine, gir cennetime!
Zümer-7 – Eğer inkâr edecek olursanız bilin ki Allah sizden müstağnidir, hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, ama kullarının inkâra sapmalarına razı olmaz. Eğer şükrederseniz, bundan hoşnut olur.
9*İyiliğin ve iyilerin temsilcisi olan, yeryüzünde yapılan güzel işlere sahip çıkan, değer ve derece veren. Muhtaç olduğumuz iyilik güzellik atmosferinin kaynağına bağlanmak, peşinden gitmektir.
Bakara-177 –Takvâ, yüzlerinizi doğuya ya da batıya doğru çevirme değildir. Lâkin takvâ Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman eden, Sevdiği malını Allah’ı hoşnud etmek için Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, … köle ve esirlere veren…
Leyl-15-16 –O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez.17-18 – Ama Allah’a karşı gelmekten çok sakınan ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan ise ondan uzak tutulur.19 – O, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak vermez. Verdiğinden ötürü hiç kimseden mükâfat da beklemez. 20 – Sadece ve sadece yüce Rabbini razı etmek ister. 21 – Kendisi de ukbada elbet hoşnut olur.
10-Canımızı alırken bile tatlılıkla alan, dayanabileceğimiz kadar acı veren, Kulunu Kaldırabileceği ağırlıkta imtihanlarla olgunlaştırıp yücelten sonra da ebedi nimetlere gark eden, tüm işleri bizim faydamıza/iyiliğimize yürüten en büyük muallimin sözünden çıkmamak, gönülden bağlılığımızı sunmaktır.
Saffat-58-61 – Sonra cennetteki arkadaşlarına dönerek: “O ilk ölümümüzden sonra artık bize burada ölüm olmayacak değil mi, o azap bize hiç ulaşmayacak değil mi? Ne güzel! Şükürler olsun! İşte kurtuluş, işte büyük başarı diye buna derler. Çalışanlar, asıl, böyle bir başarı elde etmek için çalışsınlar!”
Nahl- 32 – Onlar ki melekler canlarını tatlılıkla alırlar…
Bakara-286 –Allah hiçbir kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz.
Miade-6-…Allah size güçlük çıkarmak istemez, fakat şükredesiniz diye sizi temizleyip arındırmak ve size olan nimetlerini tamama erdirmek ister.
Zümer-74 – Onlar şöyle karşılık verirler: “Hamd-ü senalar olsun o Allah’a ki sözünde durdu ve dilediğimiz yerinde oturacağımız şekilde bizi cennete yerleştirdi. Çalışanların mükafatları ne güzelmiş!
11- sevdiklerini maddi manevi (baş edemeyeceği) her türlü kötülükten koruyan, gafil olduğumuz nice serseri musibetlerden belalardan uzak tutan muhtaç olduğumuz en büyük muhafızın kapısında kul olmaktır.
Al-i İmran- 174 – Sonra da kendilerine hiç bir fenalık dokunmadan, Allah’tan bir âfiyet, selâmet ve lütuf ile geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular.
Al-i İmran-162 – Allah’ın rıza yolunu tutmuş, o yolda koşan kimse, hiç Allah’ın hışmına uğrayan ve son durağı cehennem olan kimse gibi olur mu?
Tarık- 4 – Hiçbir kimse yoktur ki yanında bekçi bir melek bulunmasın.
Yusuf – 64- …Çünkü en iyi koruyan Allah’tır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
3:15 – De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki
Hadis-i Şerif: “İzzet ve Celal sahibi Allah mümin kulunu sevdiği halde dünyalık bazı şeylerden korur, tıpkı sizin hastanızı onun hakkında endişe ederek yeme ve içmeden alıkoyduğunuz gibi” (Müsned-i ahmed 5/427)
12-Her şeyi; yeri göğü, canlıyı cansızı kusursuz bir organizasyonla yöneten, tüm kainatı çekip çeviren o en büyük hükümdarlığı seyredip mest olmaktır.
Araf-185 – Hiç düşünmezler mi göklerin ve yerin hükümranlığını, o muazzam saltanatı?
Enbiya-22- Halbuki gökte ve yerde, Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı oraların nizamı bozulurdu. Demek ki o yüce arş ve hükümranlığın sahibi Allah, onların zanlarından, onların Allah’a reva gördükleri vasıflardan münezzehtir, yücedir!
Mülk- 3-4 – Yedi kat göğü birbiriyle tam uyum içinde yaratan O’dur.
Yunus- 31 – De ki: Kimdir sizi gökten ve yerden rızıklandıran? Kimdir kulaklarınızı ve gözlerinizi yaratan? Kimdir ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran. Kimdir bütün işleri çekip çeviren, kâinatı yöneten. “Allah!” diyecekler…
13-Doğruluk yolunda olanlara kurtuluş yolunu, mutlu yaşama formülünü gösteren, kötülere karşı koruyup destekleyerek iyileri kötülüğe üstün kılan, en büyük hamiye asker olmaktır.
Ankebut-45 – Sana vahyedilen kitabı okuyup tebliğ et, namazı hakkıyla ifa et! Muhakkak ki namaz, insanı, ahlâk dışı davranışlardan, meşrû olmayan işlerden uzak tutar.
Nur-55 – Allah içinizden iman edip makbul ve güzel işler işleyenlere kesin olarak vaad buyurur ki: Daha önce müminleri dünyada hakim kıldığı gibi kendilerini de hakim kılacak, kendileri için beğenip seçtiği İslâm dinini tatbik etme gücü verecek ve yaşadıkları korkulu dönemin arkasından, kendilerini tam bir güvene erdirecektir.
Tövbe-40…Derken Allah onun üzerine sekinetini, huzur ve güven duygusunu indirdi ve onu, görmediğiniz ordularla destekledi. Kâfirlerin dâvasını alçalttı. Allah’ın dini ise zaten yücedir. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir.
Enbiya-105 – Şu kesindir ki Biz Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebur’da da: “Dünyaya salih kullarım varis olacaklar. Dünya onlara kalacak” diye yazmışızdır.
14-İsmini anmakla kalbimizin ruhumuzun huzur bulduğu sevgiliye özlem duymaktır,
Rad-28 – İşte onlar iman edip gönülleri Allah’ı zikretmekle, O’nu anmakla huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”
zümer -23-…Rab’lerini tazim edenlerin derileri onu okuyup dinlerken ürperti duyar. Sonra derileri ve kalpleri Allah’ı anmakla ısınıp yumuşar, sükûnet bulur. İşte bu, Allah’ın hidâyetidir ki onunla dilediğine yol gösterir. Ama Allah’ın şaşırttığı kimseyi ise hiç kimse doğru yola koyamaz.
15-hiçbir şeyi boşuna yaratmayan, o yokken hayatın mantıksız ve karanlık olduğu, hayatı mantıklı kılan, her şeyi hikmetle var edip hikmet ışığıyla içimizi aydınlatan sonsuz nura sımsıkı sarılmaktır.
Al-i imran- 191 – Onlar ki Allah’ı gâh ayakta divan durarak, gâh oturarak, gâh yanları üzere zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler ve derler ki: “Ey büyük Rabbimiz! Sen bunları gayesiz, boşuna yaratmadın. Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz…
Ahkaf- 3 – Biz gökleri, yeri ve bunların arasındaki varlıkları ancak gerçek bir maksatla, adalet ve hikmetle, bir de belli bir süre için yarattık. Ama kâfirler uyarıldıkları kıyamet gününden yüz çevirirler.
Rum-30 – O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm’a yönelt. Yani Allah’ın insanları yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et. Allah’ın bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler, anlamazlar.
Nahl suresi-125-İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütlerle davet et.
Araf-205 -Sabah akşam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma.
Rum-8 – Onlar azıcık olsun kendi başlarına kalıp düşünmediler mi ki: Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasında olan bütün varlıkları gerçek bir gaye ile, belirli bir vâdeye kadar yaratmıştır. Ama insanların birçoğu, Rab’lerinin huzuruna çıkacaklarını inkâr ediyorlar.
Her şey kaynağına kavuşmak ister, menbaına aşıktır. Su denize, ağaç doğaya, kuş sürüye… Allah bize ruhundan üfledi. Biz ruh parçaları kaynağımız olan Allah’a değil de diğer ruh parçacıkları türünden olan insanlara aşık olursak asla tatmin olamayız çünkü kaynağımız Allah tır.
Furkan-77 – De ki: “Duanız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin ki
(Âl-i İmrân: 3/173) “Hasbunallahu ve ni’mel vekil” “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!”
Aşkla gönülleri canlandıran; Kalp, his ve şuurları diriltene kavuşmayı arzulamaktır.
Hadid- 17 – İyi düşünün ki Allah, bütün yeryüzünü bile ölümünden sonra diriltiyor; (gevşeyen ve uyuklayan gönülleri de böylece diriltebilir). Zaten aklını çalıştıran, zihnini işleten kimseler için bu canlanmayı gerçekleştirecek ayetlerimizi iyice açıklamış bulunuyoruz.
Büyük resmi görmek için izleyiniz;