5-Allah Kalbimizi Mühürleyerek Bizi Cehennem’e mi Atmak İstiyor? Allah Bizi Zaten Cehennem İçin mi Yarattı?

Kötülükte aşırılık ve iradesiyle küfürde ısrar edenin kalbi mühürlenir ebedi cehennemi hak eder;

Aliimran-21 – Allah’ın âyetlerini inkâr edenleri, haksız yere peygamberleri öldürenleri, adaleti isteyip yaymak isteyenlerin canlarına kıyanları, can yakıcı bir ceza ile müjdele!

 

Nisa-168-169 – İnkâr edip zulmedenleri Allah affedecek değil. Onları cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değil.Onlar cehennemde ebedî kalacaklardır. Bu da Allah’a göre çok kolaydır.

Mümin-35 – Kendilerine ulaşmış hiçbir delile dayanmaksızın Allah’ın âyetleri hakkında ileri geri tartışanların bu hareketleri, hem Allah indinde, hem de iman edenler yanında pek büyük bir gazaba yol açar. İşte Allah, her kibirli ve zorbanın kalbini böylece mühürler. 46 – Onlar sabah akşam ateşin karşısına getirilirler. Kıyamet koptuğunda da: “Haydi, Firavun hanedanını en şiddetli azaba sokun!” denilir.

Hem inkar edenler hem de insanlara zulmedenler affedilemez ve affedilmemeleri için bunların iman etmeleri engellenir kalpleri mühürlenebilir. Çünkü günah sınırını aşmışlar Allah’ın ve insanlığın nefretini kazanmışlar ve affedilirlerse zulmettikleri insanlara adaletsizlik olacaktır.

Hicr-12-13 – Biz böylece o inkâr ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler.

İsra suresi-46- Ve kalplerinin üzerine onu (Kuran’ı) iyi anlamalarına mani kılıflar geçirir, kulaklarına da ağırlıklar koyarız.

Nahl suresi-37 – Sen onların hidâyete gelmelerine ne kadar düşkün olsan da, şunu bil ki: Allah dalâlette bıraktığı kimselere hidâyet vermez. Onlara yardım eden de bulunmaz.(benzer ayetler: Maide-41, Rad-33)

Araf-101- Allah kafirlerin kalblerini işte böyle mühürler. — (benzer ayetler: Nahl-108 , Bakara-7 ,Şura-24)

Kehf-28- Kalbini bizi zikretmekten gafil bıraktığımız, heva ve hevesine uyan ve işi hep aşırılık olan kimselere itaat etme.

Aliimran-176 – İnkâra koşuşanlar sana kaygı vermesin, Onlar Allah’ın dînine asla zarar veremezler. Allah onlara âhirette nasip vermemek istiyor. Onlara büyük bir azap vardır

2 tür insanın kalbi mühürlenir 1.iman hakikatlerini kabul etmeme isteği, bir lakaytlık, bir göz kapama ve cahilane bir hükümsüzlükte bulunanlar. 2.küfrü dava etmek ve batıl davasını ispata çalışan, önyargılarından kurtulamayanlar.

Casiye-23- Baksana kendi heva ve hevesini ilah edinen, ilmi olduğu halde Allah’ın kendisini şaşırtıp, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözlerine de perde çektiği kimsenin haline! Hakkı görmemekte ve azgınlıkta ısrar etmesi sebebiyle Allah’ın şaşırttığı bu kimseyi kim yola getirebilir? Düşünmüyor musunuz?

Bakara-5 – İşte bunlardır Rableri tarafından doğru yola ulaştırılanlar. Ve işte bunlardır felah bulanlar.6 – İnkâra saplananları ise ister uyar ister uyarma onlar için birdir, imana gelmezler.Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı büyük bir azaptır.

Enam-109 – Kendilerine bambaşka bir mûcize geldiği takdirde mutlaka ona inanacaklarına dair vargüçleriyle Allah’a yemin ettiler.De ki: “Mûcizeler ancak Allah’ın yanındadır.” O istedikleri mûcize geldiği zaman onların yine de iman etmeyeceklerinin siz farkında değil misiniz?110 – Onların kalplerini ve gözlerini ters çeviririz. İlkin ona inanmadıkları gibi o mûcizeyi gördükten sonra da inanmazlar ve onları taşkınlıkları içinde şaşkın şaşkın bırakırız.111 – Biz onlara, dedikleri gibi melekleri de indirseydik, ölüler diriltilip kendileriyle konuşsaydı, istedikleri her şeyi toplayıp karşılarına koysaydık, onlar, ihtimali yok, yine iman edecek değillerdi.Allah dilerse o başka. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

Saf-5 –Hani bir vakit Mûsa kendi milletine “Ey benim milletim!” demişti, “Benim Allah’ın resulü olduğumu bildiğiniz halde niçin bana böyle eziyet ediyorsunuz?” Onlar batıla meyledince, Allah da onların kalplerini hakkı kabul etmekten, hakka meyletmekten uzaklaştırdı. Öyle ya, Allah yoldan çıkmakta direten bir güruha hidâyet etmez, onları, emellerine ulaştırmaz.

Nisa-155-156– İşte sözleşmelerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve “kalplerimiz perdelidir” demeleri-ki kalpleri perdeli yaratılmış olmayıp, Allah inkârcılıkları sebebiyle kalplerini mühürledi de artık onlar pek az inanırlar-

Bakara- 88 – “Kalplerimiz perdelidir” dediler. Öyle değil! Kâfirlikleri sebebiyle Allah onlara lânet etti. Onun için pek az iman ederler.

Rum-58 – Biz gerçekten bu Kur’ân’da insanlar için nice meseller getirdik.Eğer sen onlara karşı istedikleri bir mûcizeyi getirmiş olsan dahi, o kâfirler: “Siz ancak, batıl iddialar peşindesiniz” derler. 59 – İşte Allah, ilim peşinde olmayan, gerçeği aramayanların kalplerini böyle mühürler.

Mutafifin-14 – Hayır! Gerçek öyle değil! Asıl onlardır ki yapmaya alıştıkları kötü işler, gitgide kalplerini paslandırdı da, onun için âhireti inkâr ederler.

Hadis: Bu ayeti açıklama sadedinde Peygamber Efendimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Kul bir günah işlediği vakit, kalbinde siyah bir nokta oluşur. Eğer tövbe edip vazgeçer, af dilerse kalbi yine parlar. Ama döner tekrar yaparsa o leke büyür, nihayet bütün kalbini kaplar. İşte Kur’ân’da Yüce Allah’ın “Yapmaya alıştıkları kötü işler, git gide kalplerini paslandırdı” ayetinde bildirdiği pas budur.”

Kalp mühürlenmesi kalbin isyanla ve kötülükle karararak temizlenemez hale gelmesi manasındadır. Her günahkarın kalbi mühürlenmez. Böyle olsaydı hiçbir kafir sonradan tövbe edip Müslüman olamazdı. Kalbin mühürlenmesi günah sınırını aşan insanlara uygulanır. Onların kalplerinin mühürlenmesi de gene kendi istekleriyledir (bakınız; saf -5, nisa-155-156, mutafifin-14). Çünkü hem kendi iradeleriyle inanmamakta diretmektedirler, hem de işledikleri kötülükleri sıradan hale getirmiş alışkanlık edinmiş artık yaptıkları o kötülüklerden zulümlerden hiç pişmanlık duymaz hale gelmişlerdir. Yani artık bataklığa tamamen batmış, istisnaları dışında bunların kurtulma imkanları kalmamış, bu imkanı kendi elleriyle defalarca geri çevirmişlerdir. Kalbin yavaş yavaş kararması, küfrün istenmesi kuldan, neticede mühürlenmesi ise Allah’tandır. Yani bu ayetlerde Allah’ın, insanların iradelerini kısıtlayıp onları inançsız bırakması gibi bir durum söz konusu değildir.

Araf 179 –Biz cehennem için cinlerden ve insanlardan öyle kimseler yarattık ki onların kalpleri vardır ama bu kalplerle idrâk etmezler, gözleri vardır onlarla görmezler, kulakları vardır onlarla işitmezler.Hasılı onlar hayvanlar gibi, hatta onlardan da şaşkındırlar. İşte asıl gafil olanlar onlardır.

Hud118-119 – Eğer Rabbin dileseydi bütün insanları hakta ittifak eden bir tek ümmet yapardı. Fakat O bunu irade etmediğinden ittifak etmemişlerdir ve işte böylece ihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lütfederek hakta birleşmeyi nasib ettiği kimseler bunun dışındadır. Esasen O, insanları bunun için yaratmıştır.Böylece, Rabbinin “Ben cehennemi, bütün cin ve insanlardan müstehak olanlarla dolduracağım” sözü gerçekleşecektir.

İnsan-31- O, dilediği kimseyi sevgi ve merhametine alır zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır.

Bu ayetten Kuran’ın bütününü bilmeyen insanlar; Allah (c.c.)’ın bazı insan ve cinleri sadece cehennem için yarattığı manasını çıkartsa da esasında bu durum Allah’ın olacakları bilme sıfatındandır. Yani Allah bizi irademiz ile yaratmış bize kendisini tanıtmış ama irademize karışmadan seçme fırsatı vermiştir. Neticede sen kendi iradenle inanmış ya da inanmamış olursun ama Allah (c.c.) bunu önceden bilmektedir. Allah’ın insanın nereye gideceğini ne yapacağını bilmesi Onun (c.c.) kesin şekilde beyan buyurmasını sağlamış yani, “o insan ve cinler cehenneme gidecek, onlar bu yüzden cehennem için yaratılmış oldular” denilmiştir.

Burada, o zaman cehenneme gideceğini bildiği halde Allah neden o insan ve cinleri yaratıyor sorusu çıkabilir. Cevaben diyebiliriz ki; 1. Allah onların inanıp inanmayacağını bilmektedir yani geleceği bilmektedir ama onların iradelerine karışmamaktadır. Neticede o cehenneme gidenler kendi iradeleriyle bunu gerçekleştirmişlerdir (ayrıntılı bilgi: kader konusu). 2. Sadece inanıp cennete gidecekler yaratılmış olsaydı, herkes inanan olacağı için iradenin ve imtihanın kıymeti olmaz, yüce ruhlu büyük işler yapacak insanlarla bu insanların hedef kitlesi olan inanmayan insanlar ol(a)mayacağı için iyi ve kötü ayırt edilemez, insanlar hak ettiği durumda olmamış olurdu. Allah insanları (inananlarla inanmayanları) birbiriyle sınamaktadır. (ayrıntılı bilgi: neden sınanıyoruz konusu) 3. Bir insan yok olmak hiç olmamış olmaktansa cehennemde olmayı ama var olmayı tercih eder. Cehennem herkes için sürekli azap mekanı değildir. (ayrıntılı bilgi: neden sonsuz cehennem konusu)

Scroll to Top