[Tasavvuf 5.Bölüm]

Tasavvufi Açıdan; Allah (haşa) kendinden Büyük Bir Varlığı Yaratabilir mi?

Yaratılan her şey en nihayetinde Allah a muhtaç ve bağımlı olacağı için Allah tan ayrı Onun isim (esmasından) oluşmamış hiçbir şey olmadığından hiçbir şey Ondan Büyük ve Güçlü olamayacaktır. Çünkü Ondan başka hiç bir şey yoktur. Varlık Onun isimlerinin yansıması bir gölgesidir.

Tasavvufi Açıdan; Allah Neden İnsanı Dünyaya Gönderdi

Hz Adem cennette yaşamaya devam etseydi Allah’ın isimleri sabır Fettah vesaire insanda açığa çıkmayacaktı.
Alllah dünya hayatı ile bizi bize ve kendini bize tanıttı. Yani bu müze seyahati olması gereken birşeydi. Allah bizi kendi tecellilerini (onun özelliklerini) taşıyan iyilerin durumu ile; onsuzluğun özelliklerini taşıyan kötülüğün farkını görelim diye yarattı.

Tasavvufi Açıdan; Allah Neden İbadet Etmemizi İstemiştir

Sadece onunla hemhal olmamız gerektiğini bildiği için ona yönelmemizi istemiştir , insanın sorumlu olacağı biri lazımdır. O Allahtır ve onun verdiği emanet’in sorumlusuyuz, ona pişman olur ona hesap veririz, yalnızca onda Kendimizi buluyoruz bu yüzden ibadet için yaratıldık,çünkü her şey zaten ibadete kaynağına yönelmeye muhtaç,yaratılan, kaynaktan çıkan herşey kaynağına muhtaç, ona aşık, kendi ruhumuz ve özümüzün aynı zamanda iyi ve güzelliğin kaynağına yönelmek, namazla bağlantı kurmak, namazla hissetmek, iletişime geçmek,  Namazla gerçeği hissetmek, varlığın özünü esas temeli yapıtaşı olan ruhunu hissetmek…
Sadece Onunla varız, gönlümüz Onunla Herdem, mutlu ve Coşkun. “Hamd alemlerin Rabbine mahsustur” ile anlatılan; sürekli düşüneceksek birşeyler inanacaksak Onu anmalıyız, hep bir işe yönelmek zorundaysak Ona yönelmeliyiz, çünkü kaynağımıza muhtacız.
Yarattığı herşey zaten Allah’a yönelmek abd  olmak zorundadır yoksa sistemden çıkar. Şirk Koşan’ın içinde bulunduğu suyu inkar edip şartlara ters hareket eden balık gibidir ve Kuran’ın tabiriyle kendi haline bırakılmıştır. İlahi Koruma ve ilgiden uzak başına gelecek çeşit çeşit felaket ve olaylara açık, kendi başınadır.
Rad 15- Göklerde ve yerde her ne varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah’a secde eder.

Tasavvufi Açıdan Allah Neden Cihat Etmemizi İstemiştir?

Öncelikle cihadın çok küçük bir kısmı savaştır. Çünkü cihadın asıl manası; gerçeği ve güzellikleri ihtiyaç duyan insanlara kimsenin hakkına zarar vermeden ulaştırmaktır. Bunu yaparken buna engel olanları bertaraf etmek için eğer tek çare savaşmaksa sadece o zaman savaş yapılır. O yüzden tarihe baktığınızda müslümanların yaptıkları savaşların genellikle müslümanlara bir saldırı veya bir taciz olduktan sonra yapıldığını görürsünüz. Gene bu yüzden çoğunlukla müslümanların savaştıkları ülkelerin sivil halkına şehirlerine vs. zarar vermediğini görürsünüz. Çünkü asıl amaç yok etmek veya bir ülkeyi sömürmek değildir.
Hak ile bir olmak hakkın temsilcisi olmamız için cihadı (gerçekleri, bilgiyi yaymamızı) Allah istiyor. Belki ahiretleri adına ruhlarını güçlendirmeleri için Müslümanların çektiği zahiri acılar dünyalık eziyetler hayırlı ama hakkın bulunduğu düşük konuma gönlümüz razı olmadığı için cihat etmeliyiz. Nisa-75- “Hem size ne oluyor ki, …yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” … Tevbe-14- Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın…” Cezalandırma terimi; gerçekleri yok etmek isteyenlere karşı gerçekleri yayarak psikolojik acı vermeyi de kapsamaktadır.
Yeri Geldikçe bu Bölüm Güncellenecektir.
Sonraki Bölüm:

Dünyanın Kara Kutusu Belgeselinde hiç duymadığınız çarpıcı gerçeklerle büyük resmi daha iyi göreceksiniz;

Scroll to Top