Bu konuya çok tanrılı dinleri boyut varlıklarının oluşturduğunu anlatarak başlamıştık. Yani çok tanrılı (pagan) dinleri semavi dinlerdeki şeytan diye bilinen, bizim cin dediğimiz batılıların ise uzaylı veya ruh olarak bildiği varlıklar tarafından oluşturulmuştu. Hepsini Dünyanın Kara Kutusu belgeseli 1. bölümde görebilirsiniz. İşte boyut varlıklarının var olduğunu ispatlamak ve nasıl olduklarını anlamak içinde metafiziğin ve görünmeyen alemin varlığını öncelikle ispatlamalı ve mantığını işleyişini sistematiğini anlamalıyız.
Bu bölümde soyut olarak bilinen bu varlıkların var olduklarına dair delilleri ve bilimsel açıklamasını vereceğiz. Çünkü bu varlıkların bilimsel temelini ve özelliklerini öğrenebilirsek; antik dönemde yaşananları, çok tanrılı dinlerin amacını, bugün dünyayı yönetenler tarafından yapılmak istenenleri, kısacası her şeyi daha rahat görüp anlayabiliriz. Yani bu bölümün amacı sizi cinlere inandırmak değil; geçmişi ve bugünü anlayıp büyük resmi görmenizi sağlamaktır. Bu bölüm diğer tüm bölümleri anlamanızı, kafanızda oturtmanızı sağlayacak önemli bir parçadır. Bunun yanında bu bölümde göreceğiniz deliller dünyanın sadece görünen 3 boyutlu cisimlerden ibaret olmadığını hatta maddelerin gerçekten belki var bile olmadığını gösterecek ve hayata daha geniş ve daha doğru bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayacak. 6.his, hipnoz telepati gibi fenomenlerin gerçekliği 4. boyuttan olan ruhun varlığını anlamanızı sağlayacak.
Aslında 4. Boyut canlılarının varlığı ile ilgili tüm dünyada benzer şekilde yaşanan fenomenlerin varlığı bile tek başına yeterlidir. İleride de göreceğimiz; geçmiş dönemlerde tüm kültürlerde aynı olan cin ve şeytan inançları, tüm dünyada var ve benzer olan hayalet fenomenleri, poltergeist fenomeni, gölge insanlar fenomeni, karabasan fenomeni, şeytan çıkartma fenomeni, büyücüler ve yapabildikleri ile ilgili fenomenler, ruh çağırma fenomenleri, tekinsiz ev fenomenleri, paranormal veya hayaletli kabul edilen bölgeler fenomeni, tüm dünyada görülen uzaylı fenomenleri, tüm dünyada varolan paranormal araştırma kurumları ve paranormal olaylar yaşayan insanlar ve daha niceleri… bunların hepsi fenomen yani tüm dünyada var olan ve şaşırtıcı şekilde birbirine benzer tarzda var olan şeylerdir.
Ruhsal enerji ile gerçekleştirdiğimiz ve açıklanamayan bir çok olay ve terim vardır; meditasyon, durugörü(6.his), hipnoz, medyumluk, levitasyon, astral seyahat, tasavvufi öğretiler, büyü, nazar, hayalet, cin, ruh, havas ilmi, ilmi ledun, tılsım… Gene ruh ile ilgili bu olaylar ve fizik ötesi canlıların varlıkları bir çok araştırma ve bilim konusu olmuştur. *metafizik, Okultizm, Spiritüalizm(ruhçuluk), parapsikoloji, Telepati, telekinez… gibi terimlerin hepsi görünmeyen ve enerjiden ibaret olan dünyanın ve canlıların varlığıyla ilgilidir. bir çok görsel işitsel delillerin varlığıyla ispatlanmıştır. Bu kadar çok alan adının ve bilimsel araştırma konularının olması bile fizik ötesi dünyanın ve varlıkların bir nevi ispatıdır.
Bu konuda psikanaliz ekolünün kurucusu Freud bile“eğer yaşamımı tekrarlayabilseydim kendimi psikanaliz yerine parapsişik araştırmalara adardım” diyerek insan ile metafiziğin ne kadar içli dışlı olduğunu vurgulamıştır. Freud un Telepatiyle ilgili görüşlerini bildirdiği “psikanaliz ve telepati” başlıklı raporu da bilim çevrelerinin baskısı sonucu ölümünden sonra yayımlanabilmiştir.
metafizik canlıların özelliklerini anlamamız için metafiziği anlamamız gerekiyor, metafizik alemin varlığıyla ilgili delilleri sunmaya çalışalım
İnsanda ruhun varlığı görülememesine rağmen çeşitli teori ve deneylerle bilimsel olarak ispatlanmıştır. Bilim adamları insandaki bilincin ancak ruh ile açıklanabileceğini söylemektedirler.
depak chopra*”bilim adamları tarafından hangi uyarıyla beynin hangi bölgesini etkilediği tespit edilmiştir, ama dışarıdan gelen etkilerin kim tarafından değerlendirilip karşılık verildiği yani bilinç beyinde bulunamamıştır.”
*insan vücudundaki tüm hücreler belli periyotlarla sürekli değişmektedir. bu açıdan bakınca maddesel olarak aslında biz bir yıl önceki biz değilizdir, ama kişiliğimizin hafızamızın benliğimizin bilincimizin hiçbir surette değişmediğini iddia ederiz. işte bunuda sağlayan ruhtur.
İnsanın fizik ötesi halleri; Beyin dalgaları, aurası, ruhun kılıfı denilen dedublesi.. hepsi enerji kaynaklarıdır. mesela Gözler ruhun pencereleri ve kozmik enerji merkezidir.Parmak uçlarından çıkan enerji ve manyetik akım, bugün bilim tarafından tespit edilmektedir.
Somut bir kanıt olarak; insanın ruhsal alanı kirlian fotoğrafları ile görüntülenmektedir. kirlian fotoğrafında görüntülenen şeklin ruh olmadığını iddia edenler; bu görüntülerin çevremizdeki havanın fotoğraf çekimi esnasında elektrik yüklenmesiyle rastgele oluştuğunu söylemekte ise de; konu ile ilgilenenler bu görüntülerin zaten çevremizdeki atomaltı parçalara; örneğin çevremizdeki elektronlara elektrik yüklenmesi sonucu oluştuğunu ve çevremizdeki atomaltı maddelerinde zaten duygu ve düşüncelerimize göre hareket edip şekillendiğini belirtirler. Kuantumla ilgilenen bilim adamları da aynı şeyleri yani atomaltı parçaların insanların düşüncelerine göre hareket ettiklerini; hatta düşüncelerinde zaten beyin kimyasalları oluşturup atomaltı parçalar ürettiklerini söylerler. Evet kirlian fotoğraflarında görülen ruh değildir ama duygu ve düşünce dünyamızın gözle görülür bir yansımasıdır. Yani insanın çevresindeki atomaltı maddelerin insane duygu düşüncesine göre hareketini gösterir.
Bu konuyu gene dr. Harold S. burr insan vücudunun elektomanyetik alanını bularak ispatlamıştır. Dr. Burr un yaşam alanı adını verdiği bu elektromanyetik alan tüm canlıların vücudunu çevrelemekte, şekillendirmekte ve kontrol etmektedir. Standart voltmetrelerle ölçülen bu enerji alanı insan duygu düşüncelerine göre şekillenmektedir. Fiziksel hastalıklarında bu enerji alanındaki bozulmalardan dolayı olduğunu ispatlayan hatta bu yöntemle kendisine gelen hastaları da tedavi eden dr. Burr un canlıların “yaşam alanı” ile ilgili yazdığı 93 makale yale üniversitesinin arşivinde durmaktadır. Fakat dr. Burr un bu buluşları john d. Rockefeller ın da finansman sağlamasıyla tekelleşen tıp sektörünün ve ilaç firmalarının; antibiyotiği insan mekaniğini düzelten tek araç olarak görmesi yüzünden halı altına süpürülmüştür.
*yaşadığımız iyi ve kötü duyguların sonrasında vücudumuzda açığa çıkan ve varlığı bilimsel olarak ispatlanan bu değişik enerji akımları auralar vs.. metafizik olgulardır. Çünkü 3 boyutlu dünyamızdaki fizik kanunlarına uygun hareket etmemektedirler. Metafiziğin manasıda zaten fiziğe aykırı olan demektir. Bilim adamları 3 boyutlu dünyamıza uygun hareket etmeyen bu metafizik olguları kuantum ve sicim teorileriyle açıklamaya çalışmışlardır.