“Kainatın tek amacı insanlara Allah ı eserleri ile tanıtmak olan müze olmasıdır.”
“Kainatın tek amacı insanlara Allahı eserleri ile tanıtmak olan müze olduğunu.”
(Sancaktar Tekkılıç)
İnanmak Neden Önemli? Neden Allah a İnanan Cennete İnanmayan Cehenneme Gider?
Gerçekten öyle mi? Şimdi cennete gitmekte Allah a inanmanın neden gerekli olduğuna ve istisnalarına bakalım.
1-Öncelikle Allaha yani ahirete inanmayan bir insanın yapacağı bütün iyilikleri zaten dünyalık amaç ve beklentiler için yapacağı için inançsız bir insanın cennet beklentisi ve hakkı yoktur.
cennete inanmayan ve cennet amacıyla iyilik yapmayan bir insan hem inanmadığı ve amaçlamadığı bir cennete neden gitmiyorum diyemez hem de zaten iyilik yapmaktaki asıl amacı sadece mutluluk bile olsa dünyada bir şeyler kazanmaktır ve kazanmıştır. Ben hiçbir amaç gütmüyorum sadece iyi biri olduğumdan iyilik yapıyorum diyenler kendini kandırır çünkü amaç olmadan hareket mümkün değildir. Amacı ahiret olmayan bir insanında hareketlerinin amacı otomatikman dünyalık olacaktır. Bu arada inanan bir insan ise cennet şeklinde karşılık bekliyor olsa da iyilik yapmasındaki asıl sebep iyiliğin kaynağı olan Allaha inanması ve sevmesidir. En sevgilinin dünyada kendisine nimet verdiği gibi ahirette de nimet vereceğine inanmasıdır. Yani sevginin kaynağı Allah ı sevdiği ve onun rızası amacıyla dünyada beklentisiz iyilik yapmaktadır ki işte gerçek, çıkarsız ve her koşulda iyi olmak budur.
Ama Allah gene de işi ticarete döken derinleşememiş müminler içinde malları ve canları (ömürleri) karşılığında cenneti vereceğim demiştir. Derinleşenler bana cennet değil seni gerek seni demişlerdir. Cennette ve ölüme yakın deneyim yaşamış insanlar için de en büyük zevk Allah ı görmek onun sevgisini zerrelerinde hissetmektir. Bu gerçek inanca zamanla ulaşıp derinleşme ile ilgili bir konudur. Başka yerlerde açıkladık. Her açıdan da, dünyada çıkarsız iyilik yapmak ahirete inanmakla mümkündür.
2- cennete gitmek için Allah a inanmış olmak yetmemektedir. iyi kimse olunmalıdır.
“Daha önce inanmamış yahut inancı kendisine iyilik kazandırmamış kimseye, rabbinden bazı işaretler geldiği gün iman etmesi fayda sağlamaz.” (Enam Suresi-158)
Günah işleyen müslümanında işlediği günah (özellikle kul hakları) kadar tövbe etmez, helallik almazsa cehennemde kalacağını açıkladık.
Gene Allah a inanmayanların bile bilinenin aksine cehennemde sonsuza kadar azap çekmeyeceklerini, belki normal bir yaşam formunda kalacaklarını, Kuran’ın bu konuda yanlış tercüme edildiğini, kafirlerinde iyi veya kötü olma durumuna göre cehennemde karşılık göreceğini açıkladık. Yani burada önemli olan faktör inancı sayesinde iyi bir insan olmaktır. Sadece Allah a inandım demek ya da sadece dünyalık amaçlarla iyi biri olmak cennet için yeterli değildir. Ama İslam da bunun istisnaları da vardır;
3- İslam a göre Allah a inanmayan bir kimse de cennete gidebilir. Eğer bir kimsenin hak dinden haberi yoksa veya hak dinin bilgileri doğru şekilde ulaşmamışsa. mesela günümüzdeki gibi İslam ın terör dini olduğunu duymuş öğrenmiş ve gerçeğe bir şekilde ulaşamamışsa; bu kişi insanlara zarar vermemişse cennete gidebilir. eğer ehli kitaptan ise yani Tek yaratıcıya inanıyor ise gene cennete gider. Bu konuda İslam alimleri genel olarak görüş birliği içerisindedir. Hatta son büyük alimlerden olan ve bu yüzden günümüzde hakkında bir çok iftira ve karalama bulunan üstad bediüzzaman bu konuda, mesela 2.dünya savaşında zulüm ile ölen hıristiyanların şehid olabileceğini belirtmiştir. Bu tarz (Bediüzzaman gibi) insanlar dünyadan kendini tamamen soyutlamış bir beklentisi olmayan, ruhlarını sürekli Allah ile irtibatlı (yani her şeyin kaynağına odaklı üst boyutta) tutan insanlar olduğu için doğal olarak kuantum alanında ana kaynaktan ilham ve bilgiler alarak bunları söylemektedirler. örneğin elmalılı hamdi yazır a senin eserlerin bediüzzaman kadar çok okunmuyor dediklerinde bizim de kulağımıza bir şeyler fısıldansa bizimkilerde çok okunur demiştir.
4.şimdi konunun diğer boyutunu inceleyelim. Allah a inanmak bize ne kazandırıyor da cennete gitmemizi iyi biri olmamızı sağlıyor? inandım ne oldu elime ne geçti? ya da inanmamanın ne zararı var da beni cehenneme sürüklüyor?
ilk kısımda da dediğimiz gibi cennete gitmek için inanmak yetmiyor. iyi biri olmak lazımdır. Allah a inandığı halde iyi olmayan bir kimsede hemen cennete gitmiyor. kuran da açıkça belirtilmiş. ve Allah a yani ahirete inanmayan insanda otomatikman yaptığı iyilikleri dünyada karşılık beklediği için yaptığından cennette bir nasibi kalmıyor. ve gene cennete inanmayan bir kimse oraya neden gidemiyorum deme hakkına sahip değildir. Bunun yanında; Ancak Allah a inanan bir kimsenin yaptığı iyilikler gerçek sağlam ve halisane iyilik olabilir. çünkü o kimse sevginin kaynağını sevdiği için ahirette karşılığını bekleyerek, dünyada karşılık beklemeden her koşulda iyilik yapan kimsedir. işte Allah a inanmak bu yüzden bu kadar önemli. Karşılık olarak cenneti bekliyor olabilir ama Allah a inanıp sevdiği için bu yola girmiştir, sevdiği için iyilik yapıyor ve sevdiği Zattan cenneti bekliyordur.
Peki Ama Allah ı Görmüyoruz. Cennet ve cehennem gibi sonsuz ve büyük karşılıklar için daha belirgin şekilde Allah ı görmemiz ve inanmamız gerekmez miydi?
Allah a inanmamak için hiçbir bahane yok; tam aksine var olan, araştırdığımız her şey ve ruhumuzun istekleri yani fıtratımız bizi ana kaynak olan Yaratıcı ya inanmaya bağlanmaya itiyor. Delillerden sonuca ulaşma özelliğinde olan zihnimiz delilleri topladığında tüm deliller eserleri aracılığıyla ayan beyan görünen ve insanların kendisini gönülden özgürce sevmeleri için kendi zatını göstermeyen Allah a inanmaya bizi zaten yönlendiriyor.
Hangi insan ömür boyu kaldığı bir müzede o müzedeki eserlerin sahibini hiç düşünmeden merak etmeden tanımadan ölür? Kainat öyle bir müze ki sadece içindeki eserler değil, müzenin tabanı, tavanı, boyası, fayansı, hatta içini gezen ziyaretçiler dahil her şey aynı sanatkarın elinden çıkmış ve hepsi o sanatçıyı anlatıyor. İşte kainatın tek amacı Allah ın eserlerini insana sunarak Onu tanıtan bir müze olmasıdır.
İmanda derinleşmiş olan alimlere göre Allah öyle görünürdür ki zuhurunun şiddetinden bizim 3 boyutu algılayan gözlerimize görünmemektedir. Büyük sahabeler inançlarında derinleştikten sonra her yerde Allah’ı gördüklerini ifade etmişlerdir. Bu sahabeleri “Gerçek Aşk” adlı makalemizde anlattık.
Hem zaten gözle görünüyor ve inkarcılara hiçbir fırsat bırakılmıyor olsaydı; irade, insanın imtihanla güçlenip gelişmesi ve Allah a gönülden sevgi mevhumları ortadan kalkardı. Allah insanın kendisine iradesini baskılayan bir şey olmadan gönülden yönelmiş olmasını istiyor.
Bunun yanında inanıp Allah ın yoluna girdiğinde insan her şeyde ve her yerde sadece Allah ı görüyor yani kesin olarak inanıyor. İlk başta delilleri ile Allah a inanmışken sonra Onu bizzat görür gibi varlığına şahit oluyor. İlmelyakin den hakkelyakin mertebesine geçiyor. Bu durum yani inançta derinleştikten sonra Allah ı görüyor gibi hissetme Kuran da ikan sahipleri diye geçmektedir. İman görmeden delilleri ile inanmaktır, ikan ise görüyor gibi inanmaktır, ileriki bir seviyedir.
Evet insan inanç ile gerçekleri, her şeyin arka planını görmeye başlıyor. İşte; bilim adamlarınca da simülasyon (ilizyon) olarak kabul edilen bu dünyada tüm gerçeğe yani diğer boyutlara ulaşabilmek görebilmek ancak ruhun ihtiyacı olan inanç ile sağlanabilir. Çünkü kuantuma göre maddelerin en derininde her şey ışıktan yani boşluktan ibarettir. ve ışıktan ibaret her şeyin tek amacı insan zihninde mana oluşturmaktır. işte her şeyin insan zihninde sadece manadan ibaret olduğu bu alemde; her şeyin mantıklı açıklaması, sebebi, hikmeti, yani manası Allah ın varlığı ile mümkündür. Allah yok ise dünyanın ve yaşamın hiçbir amacı mantığı yoktur her şey boştur absürttür. İşte Allah ı tanıyan bu sayede maddenin olması gereken tek şey olan manasını, varoluş itibariyle en derin manasını anlayan insan; maddenin ve zihninin en temeldeki varoluş gayesini gerçekleştirmiş, en alt boyutta manadan ibaret olan alemi seyretmiş olur. Bu seyrangah ile manaya muhtaç ruhunu ulaştırabildiği en güçlü mertebeye ulaştırmış olur.
İnançsız ise 3 boyutlu dünyanın ve sadece yaşadığı anın dar bakış açısı içinde maddeye bakacak yorumlayacaktır. Bu ilizyon olan dünyada öldüğünde ise, oyunda öldükten sonra gerçekten öleceğini zannetmek gibi yok olacağını düşünecek ve zaten bir şeyin manasını arayıp düşünmeyi boş bulacaktır.
Gene kuantum bilimine göre insan bilinci yani ruhu, insanın düşüncesine göre şekil almaktadır. Yani her şey boştur ya da uhrevi bir amacı yoktur düşüncesi ile ömrünü geçirmiş bir insanın ruhu; ihtiyacı olan tek şey olan manadan uzak, her şeyin boşluğuna inanarak dolmuş şekilde, yani boş bir ruh olarak sonuçlanacaktır. Diğer boyutları anlamayan oralara vasıl olamayacak, gidemeyecek, güçsüz bir ruh olarak kalacak, Kuran ın tabiriyle böyle bir ruh “gök kapılarından geçemeyecek” güneşin yaklaşmasıyla yanmış dünyada kalacak, belki de bu dünya cehennem olacak ve bu dünyadan hiç ayrılmak istemeyen inançsızların ruhu istedikleri gibi bu dünyada ebediyen kalmaya devam edecek. Allah ın tüm emirlerinin bu dünyada bilimsel bir temeli olduğu gibi ahiretinde bilimsel temeli olduğuna inanıyorum ve zaten gün geçtikçe de bu bilgiler ortaya çıkıyor.
Bu konuları ayrıntılarıyla anlattığımız makalelerde daha fazla örnek ve delilleri görebilirsiniz;
Oku>Kafirler cehennemde sonsuza kadar mı kalacak? (cevap şaşırtıcı)
Oku>Neden sonsuz cehennem var? İnançsız insan neden cehennemi hak eder? Her inançsız cehenneme mi gider?
İZLE>İman Arttırıcı (En Kapsamlı Araştırma) [Tasavvuf 1.Bölüm]
Büyük resmi görmek için izleyiniz;
Dünyanın Kara Kutusu Belgeselinde hiç duymadığınız çarpıcı gerçeklerle büyük resmi daha iyi göreceksiniz;
” height=”315″ src=”https://img1.blogblog.com/img/video_object.png” width=”560″ style=”cursor: move; background-color: rgb(178, 178, 178);”>