Alttaki yazının görsel delillerini üstteki videoda görebilirsiniz
History channel ın “Antik uzaylılar” belgeseli / Gerçekleri ve Yalanları
Antik tarih ve Arkeoloji ile ilgilenenler history channel’ın antik uzaylılar belgeselini izlemişlerdir. Benim de izlemiş olduğum ve güzel bilgiler edinmiş olduğum bir belgesel serisi. Fakat bazı ana konularda çok bariz hataları olan bir seri. Yani verdiği bilgiler çok güzel ama bu bilgilerin yorumlanması mantıksız ve yanlış şekilde yapılmış. yani kanıtlarıyla çok güzel bilgiler veriyor ama sonra bu bilgilerden öyle bir yorum çıkartıyor ki, ne alaka diyorsunuz. şimdi güzel kardeşim hiç bu bilgiden bu sonuç çıkartılır mı, bunu nasıl beceriyorsun?
Belgeselin anlattığı ve gerçeklerle zıt olan şeylerden ilki; yapılan her şeyin tanrılar yani uzaylılar tarafından yapıldığını iddia etmesi. Hatta belgeselin ana temasının bu olmasıdır. Evet antik tanrıların aslında uzaylılar yani İslam kültüründeki cinler olduğunu “dünyanın kara kutusu belgesel” serimizde de; belki “history channel” dan daha fazla birçok tarihi delil ile ispatladık. Aslında belgeselin güzel bir yanı her şeyi yaratan bir tek yaratıcının varlığını kabul ederek, bu diğer tanrılarla; yani uzaylılarla her şeyi yaratan yaratıcının arasındaki ayrımın farkında olması.
Bu çok önemli ayrımı bizde defalarca dile getirmiş ve antik dönem inançlarında bile; insanların zaten yaratıcının tanrılardan ayrı olduğuna inandıklarını; bilim adamlarının da bu farkı ortaya koyduğunu; bu farkı anlamadan yapılan bilgilendirme ve yorumların kafa karışıklığına sebep olduğunu; bugün gerçeği anlattığını iddia ederek yaygara yapan kanalların bu en temel farkı bile anlamadığından sadece insanların kafasını karıştırdığını anlattık.(Bakınız Dünyanın Kara Kutusu Belgeseli 1.Bölüm/Dinlerin Kökeni-İlk Din). Bizimde videolarda uzaylılardan bazen tanrı diye bahsetmemizin sebebi bu. Çünkü tarihin hiçbir döneminde bu tanrılar her şeyi yaratan yaratıcı olarak görülmüyorlardı, sadece doğa üstü bazı güçleri olduğu için insanların yapamadığı bazı şeylere sebep olduklarına inanılıyordu. Bir de zaten tanrı kelimesi efendi manasındadır. yani bu cinler tanrı olduklarını iddia ederek güya insanlarla yaratıcı tanrı arasında aracılık ve efendilik yapmışlardır.
zümer suresi-3- Allah’tan başka birtakım hâmiler edinerek: “Biz onlara sırf bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz. ” diyenlere gelince,
Fakat en nihayetinde belgesele dönecek olursak; belgeselde yaratıcının varlığını kabul ediyoruz demelerine rağmen sanki hiç yaratıcı yokmuş gibi teoriler üretililiyor. Dünyada insanlar harici yapılmış her şeyin bu tanrılar tarafından yapıldığı; hatta dinozorları öldüren göktaşının bile tanrılar tarafından düşürüldüğü; çok tanrılı dinlerin yanı sıra; İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik gibi tek tanrılı dinlerin de bu tanrılar tarafından getirildiği anlatılıyor. Belgeselin bu konuda gerçeklerle çok büyük bir ayrılığa düştüğü çok açık. Çünkü eğer etten kemikten olan bu tanrılar insanları (Haşa) var etmiş yaratmış ise o zaman bu tanrıları kim yarattı sorusu ortaya çıkacaktır. Ve gene insanları ve canlıları yoktan var eden ve insanlardaki bilinci oluşturan ruhu veren bu tanrılar olamayacağı muhakkaktır. Velev ki insanları bu tanrıların maymunlardan, yani maymunların genetiğiyle oynayıp oluşturduklarını farzedelim. O zaman maymunları ve canlılığı ilk başta kim yarattı? Bunun yanında maymunlara bilinci ve aklı nasıl verebildiler? Çünkü bu bilinç ve akıl dediğimiz şey aslında fiziki olarak bilim adamlarının açıklayamadığı ve ancak ruh olarak nitelendirdiği başka boyuttan bir şey. İnsanı sürekli küçük görmeye çalışan, insanın potansiyelini görmezden gelen evrimci bilim adamları her ne kadar tüm ruhsal işlevleri beyin ve sinirbilim ile açıklandığını iddia etsede bu iddianın ne kadar yanlış ve gerçeklere muhalif olduğunu başka bir videoda ispatlayacağız. özet olarak ruhun varlığını; ölüme yakın deneyimler, insan zekasının yapay zeka ile büyük farkı ve özgür irade kavramları ispatlamaktadır.
işte bu ruh, bilinç ve aklın varlığı yüzünden insanlara en yakın olan hayvan ile insan arasında sınırsız derecede fark var. Yani insan bütün hayvanlardan kıyaslanamayacak derecede çok farklı ve gelişmiş bir varlık ve bunu da sağlayan şeyin ruh olduğunu bugün birçok bilim adamı bile kabul ediyor.
Bana şimdi yorumlarda bir kaç birşey ezberlemiş hayvanları yazmayın, onları bende biliyorum. Fakat tüm hayvanlar o derece zeki olsa bile insanın milyonda biri gücüne sahip olamıyorlar. Çünkü bilme, anlama, idrak etme, bildiğinin bilincinde olma, yorumlama, teori üretme, bilgileri birleştirme, mantıklı hareket etme, kar zarar analizi yapma, icad etme ve üretme ve daha sayamayacağımız insan ruhunun yönettiği tüm insani özellikler, hayvanlarda dünya varolduğundan beri çok sınırlı kapasitede ve milyonlarca yıldır aynı şekilde yani gelişime kapalı şekilde var. Gene hayvanlar sadece en temel yaşam faliyetlerini sağlarken mesela avlanırken çok akıllılar onun dışında herhangi bir konuda akıl ile alakaları yok.
O yüzden bilim adamları hayvanlarda kısıtlı şekilde bulunan aklın, ruh değil içgüdüsel kodlamadan olduğunu belirtiyor. İnsan ise hem kişisel açıdan hem de medeniyet açısından sınırsız gelişime açık bir varlık.
Yani insana bu ruhu tanrılar genetikle veremeyeceğine göre; gene diğer tüm canlıları ve tanrıların kendilerini de tanrılar yaratmadığını göre; o zaman tüm canlılığı ve bilinci yani ruhu yaratan şey, her şeyi yaratan yaratıcı olmak zorundadır. Yani insanı ancak uzaylıları ve maymunları yaratan güç yaratabilir. Ve uzaylılar ile maymunları yaratan güç neyse zaten insanı da o yaratmış olmalıdır. Fakat belgeselde yaratıcının etkisi sıfır olarak gösterilmekte yani yaratıcı tamamen yok sayılmaktadır.
Gene belgesel yaratıcının varlığını kabul etmesine rağmen kutsal kitaplardaki yaratıcı tanrı ve meleklerle ilgili tüm kısımlarda da aslında uzaylıların anlatılığını iddia etmektedir. Bu şekilde belgesel gene yaratıcının varlığını tamamen yok saymaktadır.
Bir diğeri belgesel; kuran, incil, Tevrat gibi kutsal kitaplardaki bilgileri de baz almaktadır. Fakat kutsal kitaplardaki ana mantığı tamamıyla göz ardı etmektedir. Çünkü kutsal kitapların üçünde de çok tanrılı dinlerin kafir cinler yani şeytanlar tarafından oluşturulduğu yazmaktadır. Bunların somut delillerini “dünyanın kara kutusu 1. bölümde” ve devam bölümlerinde detaylı şekilde aktarmıştık.
Hatta belgeselin bir bölümünde bile uzaylıların bir kısmının yılan şeklinde olduğu ve gene incil’deki şeytanın da yılan şeklinde olduğunu kendi ağızlarından anlatmışlardı. Yani şeytan olarak bilinen kötü uzaylıların çok tanrılı dinleri oluşturduğunu belgeselin bir bölümünde de itiraf ettiler.
Yani history channel belgeseli; kuran, incil ve tevrattaki bilgileri kabul etmesine rağmen bu kutsal kitaplarda sürekli bahsedilen şeytanların; çok tanrılı dinleri yani uzaylı dinlerini oluşturduğunu anlatan ayetleri görmezden geliyor. yani belgesel özetle kutsal kitaplarda anlatılan şeytanın aslında reptilian uzaylı olduğu bilgisini gizliyor.
Bunun yanında tek tanrılı dinlerin yüzde 70-80 oranında birbirine benzediğini aynı şekilde çok tanrılı dinlerinde yüzde 70-80 oranında birbirine benzediğini göstermiştik. Gene çok tanrılı dinler ile tek tanrılı dinlerin birbirine tamamen zıt görüş ve inançlara sahip olduğunu, hatta birinde sevap olan şeylerin diğerinde günah olduğunu; bunun sebebininde çok tanrılı dinleri büyü aracılığıyla şeytanların oluşturmasından kaynaklandığını göstermiştik.(Bakınız Dünyanın Kara Kutusu Belgeseli 1.Bölüm/Dinlerin Kökeni-İlk Din).
Fakat history channel belgeselinde tek tanrılı dinler ile çok tanrılı dinlerin birbirinden tamamen zıt inanç ve düşüncelere sahip olduğunu söylemeyerek veya bunu bilmeyerek tek tanrılı dinlerin bile bu şeytanlar tarafından getirildiğini savunuyorlar. Yani belgesel birbirine çok zıt 2 kaynağın aynı el tarafından gönderildiğini iddia ediyor.
Bir kere Kutsal kitapları eğer bu şeytanlar gönderdiyse o zaman niye kendilerini şeytan diye adlandırdılar ve uzaylı dinlerini yani çok tanrılı dinleri ve putları neden karaladılar. Bunun yanında kutsal kitaplarda sürekli bir tek yaratıcıya itaat edilmesi vurgulanmaktadır. O zaman şeytanlar niye; “Dünyada bir tek yaratıcı var, sadece ona itaat edin, başka hiç bir şeye tapmayın. Çok tanrılı dinler yani uzaylı dinleri batıldır.” desinler? Eğer derseniz ki; kutsal kitapları belki iyi uzaylılar göndermiştir; o zaman iyi uzaylıların bu kutsal kitaplardan ne çıkarı var? Çünkü kutsal kitaplarda sadece bir tek yaratıcıya vurgu yapılıyor ve yaratıcı hariç ibadet edilen her şeyin şirk ve yaratıcıya düşman olduğu anlatılıyor. Hatta melekler bana ibadet edin dese o meleklerin bile helak edileceği anlatılıyor, tabi eğer böyle bir şey mümkün olsaydı.
enbiya suresi 29- Onlardan (meleklerden) kim çıkıp da “O’nun yanı sıra ben de İlahım! ” diyecek olursa, buna karşılık cehennemi veririz. İşte Biz zalimleri böyle cezalandırırız.
şuara suresi 213- Öyleyse sakın, Allah ile beraber başka tanrıya yalvarma, sonra azaba mâruz kalanlardan olursun.
Yani özetle belgeselin; tek tanrılı kutsal kitaplarla, çok tanrılı uzaylı dinlerini bir kefeye koyması büyük bir bilgi eksikliği veya manipülasyondan kaynaklanıyor.
Kuranda da zaten bu kitabı yaratıcıdan başka bir varlığın gönderemeyeceği çünkü eğer gönderecek olsa Kuran’ın benzerinin de olması gerektiği anlatılmış.
şuara suresi 210-Kur’ân’ı asla şeytanlar indirmiş değildir. Bu, onların yapacağı iş değildir! Hem isteseler de buna güçleri yetmez!
yunus suresi 28- Yoksa “Onu kendisi uydurmuş! ” mu diyorlar? De ki: “Öyleyse, iddianızda tutarlı iseniz haydi onunkine benzer bir sûre ortaya koyun ve Allah’tan başka çağırabileceğiniz kim varsa hepsini de yardımınıza çağırın. ”
Gene çok tanrılı dinleri şeytanların kurduğu gerçeği Kuran’da çok daha açık şekilde vurgulanmaktadır. Putların ve çok tanrılı dinlerin tamamen kafir cinler tarafından oluşturulduğu ve kullanıldığı çok bariz şekilde yazmaktadır.
Enam Suresi-100-Böyle iken tuttular, cinleri Allah’a şerik yaptılar; halbuki bunları da O yaratmıştır.
Sebe suresi-40- Gün gelecek, hepsini mahşerde toplayacak, sonra da melaikeye: “Şunlar size mi tapıyorlardı? ” diye soracaktır… Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı. ” diye cevap verirler.
Yasin suresi -60-“Ey Âdem’in evlatları! Size emretmemiş miydim: “Şeytana tapmayın sakın! ”“Çünkü o size âşikar düşman. . .
İncil: İnsanlar …tövbe etmediler…Cinlere tapınmaktan vazgeçmediler. (İncil-Vahiy 9 / 20)
İncil- Hayır, yok! Dediğim şu: Putperestler kurbanlarını Tanrı’ya değil, cinlere sunuyorlar. Cinlerle paydaş olmanızı istemem (İncil-1. Korintliler 10:20)
Zebur:«Oğullarını, kızlarını Cinlere kurban ettiler.» (Mezmurlar 106:37)
Tevrat:«Tanrı olmayan cinlere, Tanımadıkları ilahlara, Atalarınızın korkmadıkları, Son zamanlarda ortaya çıkan Yeni ilahlara kurban kestiler.» (Tevrat-Yasa’nın Tekrarı 32:17)
İşte belgeselin en çok yaptığı hata; verdiği bu bir sürü güzel ve gerçek bilgileri yanlış ve çelişkili şekilde bir araya getirip izleyiciye sunması. Bunun sebebi de yaratıcıyı tamamen yok sayıp 3 büyük kutsal dinin aslında bu insanları saptıran uzaylı dinine tamamen karşı ve zıt olduğunu da gözden kaçırmasıdır.
Fakat daha önce de dediğim gibi antik uzaylılar belgeseli bu tutarsız yorumları haricinde severek izlediğim ve bir çok bilgi edindiğim bir seri. Bu gerçekleri bildikten sonra sizin de izlemenizi tavsiye ederim. Zaten bir yerden sonra her konuda yalanların sadece yorumlarda çıktığını göreceksiniz. Ben aynı şeye tarih kitaplarında da rastlıyorum. Çok güzel ve doğru bilgiler veriyor ama onu çok alakasız ve yanlış şekilde yorumlayarak insanları yönlendirmeye çalışıyorlar. Hatta evrimi anlatan kitaplar bile aynı şekilde doğru bilgi verip ama bu doğru bilgileri eksik verip ve yanlış yorumlayarak manipülasyon yapıyorlar. Yani dünyada yanlış bilgi veren kitap ve belgesel aslında çok azdır ve siz en temel gerçekleri öğrendiyseniz sonradan alacağınız tüm bilgileri bu sağlam temel üzerine ekleyerek aslında kendinizi geliştirirsiniz. Temel bilgileriniz sağlamsa eksik bilgileri ve yanlış yorumlamaları fark ederek onların zararından korunursunuz. Böylece hayırsız olduğunu zannettiğiniz şeyler dahi size hayırlı hale gelir.
Sancaktar Tekkılıç
FHÖ Prodüksiyon
Youtube/ Gerçeğe Çağrı