Allah Kötülüğü Neden Yaratmıştır? Neden Varlığına İzin Vermektedir?

Kalben hissettim ki;
Bu soru bir çok insanın imandan uzaklaşmasına sebep olmasına rağmen hakikati bilinseydi imandan uzaklaştırmaz aksine imanı arttırırdı.
Şöyle ki; bu sorunun sorulması zaten soran kişinin Allah ı ve sistemini tanımadığını belli etmektedir.
Bugüne kadar gelmiş müçtehitler Allah ı ve beraberinde isim ve sıfatlarından (esmaül hüsna’sından) sistemini (sünnetullahını) anladıkları için bu konuyu konuşmaya bile lüzum duymamışlardır.

El cevap;
“Allah insanı neden yarattı? Neden yaratmaya lüzum duydu?” Makalesinde de açıklamış olduğumuz konulardan biri de şudur ki; insan iradesini kullanarak bu dünyada duygu ve olayları açığa çıkartmak için yaratılmıştır. Yaratılan herşeyin bir varlık sebebi vardır ve herşey kendi varlık sebebini gerçekleştirmek zorundadır. Herşey bir şeye sebep olmak etkilemek zorundadır. 
Kanuni ilahi öyledir ki;
1-Eğer kötülük olmasaydı o kötülüğü engellemeye çalışan insanlar, gerçek iyiler, hakkın peşini bırakmayanlar, kötülüğü yok etmek için savaşanlar, adaleti yaymak için canlarını feda edenler, masumiyet için çırpınanlar, doğruluktan vazgeçmemek için alevlere atılmayı göze alanlar… varolmayacaktı.
2-Kanuni ilahi “ben dinime (benim sistemime, benim kurduğum düzene uygun hareket edene) yardım edene yardım ederim” diyor. Yani yaratılmış düzene uygun hareket edenin doğal olarak rüzgarı arkasından estiririm buyuruyor. İşte bu sebeple dir ki sen iyilik yolunda Hakk için bir adım attığında Allah o adımını zaten senin ulaşmak istediğin yere sühuletle ulaştıracaktır. Yani sen oku at hedefe isabet ettirmek hedefi vurmak bana ait diyor Allah, yeter ki sen oku atmaya irade göster, o yönde iyilik yönünde irade sergile.
“Attığın zaman sen atmadın Allah attı”(ayet)
yani burada asıl amaç insanın varoluş gayesini yani iradesini bir şekilde kullanmış olmasıdır, doğru yöne kanalize etmiş olmasıdır.
İşte bu gaye iledir ki; samimi müminlerin attığı küçük adımlar büyük akisler ile yankılanmış, ufak şeyler büyük hizmetlere sebep olmuştur.
Tedbir tevekkül dengesi gözetilerek atılmış adımlar aşılmaz dağları aşmış;
23 yılda en berbat toplumlar fevc fevc İslam a girmiş, koca coğrafyaya yayılmış.
Kısacık sürede dünyayı yöneten bir ülke kurulmuş.
En göze batan örnekler olduğu için ülkeler bazında örnekler veriyorum.
O ülke gücünü bozmadan devam ettirmiş. Sonrasında sancağı Abbasilere…, Selçuklulara, Osmanlılara devretmiş, gücünü, dünya hakimiyetini neredeyse kesintisiz yüzlerce yıl devam ettirmiş.
O koca ülkeler içerisinde sayısız müslüman küçük gayretlerle bu büyük işlerin başarıldığına şahit olmuş vesselam.
Bugünde az bir gayretle kısa sürede tüm dünyaya yayılan aynı ecdadımız gibi gönülleri fetheden cemaatler var ki işin ucundan tutan hepsi de bu kadar çok işin böyle imkanlarla ancak Allah ın yardımı ile olacağını defaatle görüyor ve imanları artıyor.
3- Gene kanuni ilahi odur ki; … bunu hissediyorum ama şu an anlatamıyorum, daha sonra belki yazmaya muktedir olurum…
Peki Akla O zaman şu soru takılıyor; bu sistem işleyecek diye kötülüğe maruz kalanların günahı neydi?
Can Allah ın elinde değil midir? O hayy ve kayyum değil midir? Hücreler; Onun sürekli verdiği, bilimsel olarak olmaması gereken, hayat enerjisi ile bir arada ve canlılığını devam ettiriyor değil midir?
Bir çok araştırmacının beyanlarına da yansımıştır ki; iyi olan insanlar ile kötü olan insanların ölümleri bile farklı farklıdır. Birçok ölüm vakasını incelemiş (ölürken yanında bulunmuş) bir araştırmacı kimi insanların ölürken sebepsiz acı çektiğini kimilerininde neredeyse gülüyormuş gibi öldüklerini not etmiştir.
Kimi intihar vakalarında ölemeyen kişiler koma anlarında ruhani varlıklar gördüklerini; bu varlıkların “sakın böyle yapmaya çalışma normal yaşa” diyerek cenneti gösterdikleri kayıtlara geçmiştir.
“Melekler günahkarların canlarını (azap içinde) alırken görmeliydin” (ayet)

“Allah onların canlarını tatlılıkla alır” (ayet)

“Allah yolunda savaşta kılıçla ölenin çektiği acı sinek ısırması kadardır” (hadisi şerif)
(Araştırma kaynaklarını ayet ve hadisleri daha sonra ekleyeceğim)
Bende şahsen bir kaç kez bu olaylara şahit oldum. Kendi başımdan geçen bir olayda lisedeyken araba bana 100 km hızla çarpmıştı aracın ön camı kırılmış ben havada taklalar atıp yere düştüm ardından, çarpmanın etkisi o kadar güçlüydü ki yere düştükten sonra da yerde metrelerce sürüklenmiştim. İşin garip yanı canım sinek ısırığı kadar bile yanmadı, bir kaç hafta olayın şokuyla yaşamış neden hiçbir şey olmadığını anlamamıştım. Olayı bağlayabildiğim tek sebep üzerimde o gün cevşen olmasıydı.
Vücutlarında inanılmaz yaralar varken acı çekmeden uyuşturucusuz ameliyat olan bir çok savaş mağduru videosu gördüm sizde görmüşsünüzdür. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bu şekilde ölen mağdurlara Allah ın; Bir yolcunun konakladığı sahte ve geçici bir alem olduğu çok açık olan bu alem gibi olmayan gerçek alemde nice ekstra nimetler verecek olması da gönüllerini alıcı ayrı bir husus olacaktır.
Madem onlar içinde iyi belki acı çekmiyorlar ise biz neden savaşacağız. El cevap; Hakkın hakikatin iyiliğin ayaklar altında olmasına, kötülüğün zulmün at koşturmasına gönlümüz razı olmadığı hazmedemediğimiz için…
Allah hakk ile kaim ve daim olmayı yeniden Türk milletine nasip eylesin.


Scroll to Top