19-İSLAM’DA RECM var mı? Varsa böyle vahşi ve ilkel bir ceza İslam’a nasıl yakışır?

Recm; İslam hukukunda evli olan erkek ve kadın zina yaptığında verilen taşlayarak öldürme cezasıdır. Recm (taşlayarak öldürme) cezası çok ağır ve farklı bir ceza gibi gelmektedir, ama bugün darağacı, elektrikli sandalye, kurşuna dizme nasıl birer ceza türleriyse recm de öyledir.

Vahiy iki çeşittir : 1-Vahy-i Matluv 2- Vahy-i Gayri matluv. 1-Vahy-i Matluv: Tilavet olunan vahiydir. Ki bu Vahiy, Kur’anı Kerimin kendisi, yani ayetlerdir. 2-Vahy-i Gayri matluv: Tilavet olunmayan vahiydir. Ki peygamberin kalbine inzal olunan “Hikmet” tir. Peygamberin kalbine inzal olunan bu “Hikmet” dilinde ve hareketlerinden hadis ve sünnet olarak neşet bulur. Bunu Kuran şöyle ifade eder:

Necm suresi 3-4- “O hevasına göre konuşmaz. O’nun konuştuğu kendisine (Allah’tan) ilka edilegelen bir Vahiy’den başkası değildir.”

Bakara Suresi 151- “Nitekim kendi içinizden bir peygamber gönderdik ki, O size ayetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size Kitab ve hikmeti öğretiyor.

Hadisi şerif: “Sizden birinizi, koltuğuna yaslanmışbir vaziyette iken kendisine benim emir ve nehiylerimden birisi geldiğinde: biz anlamayız, Allah’ın kitabında ne bulduysak ona tabi oluruz. Derken bulmayayım.”

Hadisi şerif: “Zinanın hükmünü benden öğrenin. Allah o kadınlara bir çıkar yol gösterdi. Bekârla bekâr zina ederse yüz değnek ve bir yıl sürgün; evli ile evliye yüz değnek ve recm vardır” (İbn Mâce, Hudûd, 7; Müslim, Hudûd, 12). Ancak bu uygulama Nûr Suresi’nin inmesinden önceye aittir. Bu sure inince bekârlar için yalnız değnek, evli olanlar için sünnetle recm cezası belirlenmiştir (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/ 1978, IX, 36 vd.)

Recm, kesinkes İslam Hukukunda olan bir cezadır. Bu kesinliği sağlayan ilk şey, peygamberin bunu uygulamış olmasıdır. Hadisler 5 vakayı gösteriyor: 1-Evli Yahudi erkek ile Yahudi kadının recmedilmesi. Yahudilerin müracaat ve talepleri ile gerçekleşmiştir. (Buhari, hudud: h. no: 24 ,Muvatta Hudud. H,no.1) 2-Maiz bin Malik’in recm edilmesi, kendi itirafı ve ısrarı ile recm edilmiştir. (Buhari,c.4,s.256) 3-Gamidli kadının recm edilmesi. Kendi itirafı ve ısrarı ile recm edilmiştir. (Müslim,Hudud bab:5 h.nr 23) 4-Bekar bir gencin, yanında işçi olarak çalıştığı adamın karısı ile zina etmesi. Şikayet üzerine ve kadının ikrarı sonucu recm edilmiştir.(Buhari,c.4 shf.256) 5-Bir kadına tecavüz eden adamın recm edilmesi. Müştekinin şikayeti ve itiraf üzerine recmedilmiştir. (Buhari h.Nr : 6815 )

Kesin olan ikinci şey, Hülefa-iRaşidin’in (4 halifenin) bu uygulamayı devam ettirmesidir: Hz. Ebu Bakir döneminde, bir celde vakası, (El- Muvatta,c.2,s.630 ) Hz. Ömer döneminde, bir recm, ikide celde vakası, (age.- c.2 s.632 ) Hz. Osman döneminde bir recm vak’ası, bilahare, şartların tam gerçekleşdiğine itiraz edilmiştir. (age.c.2.s.629 ) Hz. Ali döneminde bir recm vaka’sı gerçekleşmişti. ( El-Mebsut,c.9,s.37)

Osmanlı döneminde recm cezasının sadece 1 kere sefere giden bir yeniçerinin zina eden karısına uygulandığı bilinmektedir.

Abdullah b. Abbas (r. anhümâ), Hz. Ömer’in minberde şöyle dediğini rivâyet etmiştir. “Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)’i hak ile göndermiş ve O’na Kitab’ı indirmiştir. Recm ayetide O’na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı,ondan sonra biz de uyguladık”.Korkarım, zaman geçince birileri çıkıp “Biz Allah’ın kitabında recmi bulamıyoruz” der ve Allah’ın indirdiği bir farzı terkederek sapıklığa düşerler. Şüphesiz recm, Allah’ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır” (Müslim, Hudûd,15).Hz. Ömer’in sözünü ettiği okunuşu mensuh ayet şudur: “İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, onları recmedin” (Mâlik, Muvatta’, Hudûd 10;İbn Mâce, Hudûd, 9; Ahmed b. Hanbel,V, 132, 183)es-Serahsî (ö. 490/1097). Ömer (r.a) ‘in şöyle dediğini nakleder: “Eğer insanlar, Ömer Allah’ın Kitabına ilave yaptı demeyecek olsalar, “ihtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ettikleri…”ifadesini Mushaf’ın haşiyesine yazardım” (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/1978, IX, 37).

Fakat bazı alimlere göre recm ayeti diye rivayet edilen sözler haberi vahitden ibarettir, Muhammed iİzzet Derveze bu konuda özetle şöyle diyor: Önce bu sözün ayet olup sonra lafzının kaldırıldığı hükmünün baki kaldı kaldığı şeklindeki rivayetin hiç bir hikmeti anlaşılmaz özellikle recm gibi tehlikeli bir cezada lafzın kaldırılmış olması nın anlamıyoktur. Recm ayeti olarak rivayet edilen sözü metin’i değişik biçimlerde rivayet edilmektedir. Sonra cezanın sadece yaşlı kadın ve erkeğe tahsis edilmesi acayiptir. Önerisi ile Kuran’ı yazdırmış olan hazreti ömer eğer rivayette söylendiği şekilde sözün ayet olduğuna kani olsaydı kimseyi dinlemez ona mushafa yazdırırdı. Ebu Yala’nın rivayetine göre bir adam Peygamber Efendimiz’e gelip “ya resulallah bana recm ayetini yaz” demiş. Peygamber: şimdi bunu yapamam demiş veya benzeri bir söz söylemiştir. Rivayette peygamberimizin bu sözü söylerken Hz. Ömer’de mecliste imiş. Şimdi Ömer peygamberin yazdırmadığı bir sözü ondan sonra nasıl ayet olarak yazdırır ve buna âyet der? Gerçekten bu konuda Hazreti Ömer’den rivayet edilen sözler kuşkulu dur.

Kişi sokak ortasında zina yaparsa recmedilir

Konunun başında, öncelikle şunu vurgulamak gerekir ki, recm cezasının uygulanması için, adaletli, güvenilir dört şahidin zina fiilini aynı anda görmüş olmaları ve şahitlik yapmaları veya fiili işleyenin hâkimin huzurunda dört kez itirafta bulunmuş olması şarttır. Bu şartlara uyulduğunda, böyle bir cezanın uygulanırlık zemini bulması imkânsız gibidir. O zaman “böyle bir cezanın varlığı neyi ifade eder? ”

Elcevap: Recm cezasının varlığı, iki şeyi hedeflemektedir: Zinanın aleniyete dönüşmesine bir örtü, ikincisi İslam’ın öngördüğü aile ve nesil emniyetine yönelik olarak toplum üzerinde, caydırıcı sosyo-psikolojik bir atmosfer oluşturmasıdır.

Nur-6-7 –Kendi eşlerini zina etmekle suçlayıp da buna dair kendileri dışında şahit bulamayan kocalar ise, kendilerinin doğru söylediklerine dair ayrı ayrı dört kere Allah adına yemin eder, şahitlik eder, beşinci kere ise, yalancı olması halinde, Allah’ın lânetinin kendi üzerine gelmesini isterler. 8-9 – Hanımının ise, kocasının bu suçlamasında yalancı olduğuna dair ayrı ayrı dört kere Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, beşincide ise kocasının doğru söylemesi halinde, Allah’ın gazabının kendi üzerine çökmesini dilemesi, kendisinden cezayı kaldırır.

Şeriat; gizlice, kimse görmeden işlenen zina gibi günahlardan insanları temizlemek için şer-i bir cezanın uygulanmasını, o insanın itirafına bağlamıştır. Yani şeriatta zina eden bir insan suçunu kendi itiraf etmedikçe cezalandırılmaz. Gelip kendi itiraf ederek “niyetim buydu cezamı verin temizleneyim ahrette bu suçum sevaba dönüşsün” der. Hatta itiraf ettiğinde geri gönderilmiştir, ceza verilmek istenmemiştir. Çünkü amaç kötülüğün alenen işlenip toplumda yaygınlaşmasını önlemektir.

Hadisi şerif: “Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı alenî işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işlediği kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: “Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!” der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah’ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı alenî işlemenin bir çeşididir.” [Buharî, Edeb 60; Müslim, Zühd 52, (2990).]

Peygamber’in recm cezasını uygulama örnekleri: 1. İşvereninin eşiyle zina eden bekâr işçiye yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası, kadına ise recm uygulanmıştır. Ebû Hureyre ile Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.anhumâ)’dan nakledildiğine göre, zina eden kadının kocası ile, zina eden işçinin babası Resulullah (s.a.s)’e başvurarak bu konuda “Allah’ın kitabı” ile hüküm vermesini istemişlerdir. İşçinin babası şöyle dedi: “Benim oğlum bu adamın yanında işçi idi. Onun hanımı ile zina etti. Bana, oğlum için recm gerektiği haber verildi. Ancak ben onun adına yüz koyunla bir cariye fidye verdim. Bu arada bilenlere danıştım, (oğlum bekar olduğu için) ona yüz değnekle bir yıl sürgün cezası, bunun karısına ise recm cezası gerektiğini haber verdiler”. Bunun üzerine, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, aranızda Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ve koyunlar geri verilecek. Oğluna yüz değnekle bir yıl sürgün gerek. Ey Üneys, sen de bu adamın karısına git. Eğer zinasını itiraf ederse, onu recmet”. Üneys kadına gitmiş ve kadın suçunu itiraf etmiş, Hz. Peygamber’in emri üzerine de recmedilmiştir (Müslim, Hudûd, 25; Buhari, Hudud III, 38, 46,Vekâlet,13). Ebu Hanife’ye göre, yüz değnek yanında bir yıl sürgün, ayete ilâve niteliğinde olup, ayet inince bu ilâve kısım nesh edilmiştir. Ancak İslâm devlet başkanı böyle bir cezayı tazir cezası olarak verebilir.

2. Zinasını dört defa ikrar(söz ile tekrar) eden Mâiz b. Mâlik (r.a)’in recmedilmesi. Mâiz b. Mâlik, Hz. Peygamber’e gelerek “Beni temizle” dedi. Hz. peygamber “Yazık sana, çık git, Allah’a tövbe ve istiğfar et” buyurdu. Mâiz, pek uzaklaşmadan geri döndü ve “Ey Allah’ın Resulu! Beni temizle” dedi. Hz. Peygamber aynı sözlerle üç defa daha geri gönderdi. Dördüncü ikrarında “Seni hangi konuda temizleyeyim?” diye sordu. Mâiz; “Zinadan” dedi. Hz. Peygamber “Bunda akıl hastalığı var mıdır?” diye sordu. Böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylediler.”Şarap içmiş olabilir mi?” diye sordu. Bir adam kalkıp içki kontrolü yaptı. Onda şarap kokusu tesbit edemedi. Hz. Peygamber tekrar “sen zina ettin mi?” diye sordu. Mâiz “Evet” cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Mâiz recmedildi. Recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. Bir bölümü Mâiz’in helâk olduğunu, başka bir grup ise onun en faziletli tövbeyi yaptığını söylediler. Bu farklı yaklaşım üç gün sürdü. Daha sonra yanlarına gelen Resulullah (s.a.s) “Mâizb. Mâlik için dua edin” buyurdu. “Allah Mâiz’e mağfiret eylesin” dediler. Hz.Peygamber şöyle buyurdu: “Mâiz öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi” (Müslim, Hudûd, 22; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu’r-Râye, III, 314 vd.).

3. Gâmidiyeli evli kadının zinadan dolayı recmedilmesi. Mâiz’in recmedilmesinden kısa bir süre sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve “Ey Allah’ın elçisi! Beni temizle” dedi. Hz. Peygamber: “Yazıklar olsun sana. Çık git, Allah’a tövbe ve istiğfar et” buyurdu. Kadın dedi: “Beni, Mâiz’i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun” Hz. Peygamber, “Sana ne oldu?” diye sordu. Kadın kendisinin zinadan gebe olduğunu söyledi. Bunun üzerine “Sen mi?” buyurdu. Kadın “Evet” dedi. Hz. Peygamber “Doğuruncaya kadar git” buyurdu. Kadının bu arada geçimini Ensar’dan bir adam üstlendi. Daha sonra Hz. Peygamber’e gelerek;”Gâmidli kadın doğurdu” dedi. Çocuğun bakımını da Ensar’dan birisi üzerine aldı ve kadın recmedildi” (Müslim, Hudûd, 22, 23,24; İbn Mâc’e, Diyât, 36; Mâlik, Muvatta’,Hudûd, II). Başka bir rivâyette, çocuk sütten kesilinceye kadar emzirmesine izin verildiği, recm sırasında Hâlid b.Velîd (r.a)’ın üzerine kan sıçraması üzerine kadın hakkında kötü sözler söylediğini işiten Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğu nakledilir: “Ey Halid! Yavaş ol. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim. Bu kadın öyle bir tövbe etti ki, onu bir baççı (vergi memuru) yapsaydı, şüphesiz mağfiret olunurdu” Sonra kadının hazırlanmasını emrederek cenazesini kılmış ve kadın defnedilmiştir (Müslim, Hudûd, 23).

4. Evli bulunan Yahudi erkeği ile Yahudi kadınının zina sebebiyle recmedilmesi. Abdullah b. Ömer (r.a)’tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber’e, zina etmiş bir Yahudi erkeği ile bir Yahudi kadını getirmişler. Allah elçisi, Yahudilere, Tevrat’taki zina hükmünü sormuştur. Yahudiler; “yüzleri karaya boyanır, sırt sırta hayvan üzerine bindirilip sokaklarda dolaştırılır” demişler. Tevrat getirilmiş, ancak okuyan Yahudi genci recm ayetine gelince ceza kısmını parmağı ile kapatıp atlayınca durumu farkeden ve eskiden Yahudi iken İslâm’a giren Abdullah b. Selâm, Hz. Peygamber’e Yahudi’nin Tevrat’ın üzerinden elini kaldırmasını emir buyurmasını istemiştir. Yahudi elini kaldırınca recm ayeti görülmüş ve her iki Yahudi hakkında da evli olarak zina ettikleri için recm uygulanmıştır.(Müslim, Hudûd, 26).

Bera b. Azib (r.a)’ten nakledilen, iki yahudinin recmedilmesi olayı ise şöyledir: Hz. Peygamber’e, yüzü kömürle karartılmış ve dayak vurulmuş bir yahudi getirildi. Allah elçisi Yahudilere evlilerin zinasının Tevrat’taki hükmünü sordu. Onlar, bu şekilde olduğunu söyleyince, bir Yahudi bilginine “Sana, Tevrat’ı Musa’ya indiren Allah aşkına soruyorum. Zina edenin Tevrat’taki hükmü nedir?” diye sordu Yahudi bilgini; Tevrat’ta recim var. Fakat zina eşraf arasında artınca, şerefli birini getirirlerse serbest bırakır, yoksul biri yakalanırsa onu recmeder olduk. Bu iki sınıfa eşit ceza için recmi terk ettik, kömürle boyayıp, dayak vurmayı recmin yerine koyduk”. Bunun üzerine, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Allah’ım! Senin emrini onlar değiştirdikten sonra ilk uygulayan benim. Bunun üzerine emir verdi ve Yahudi recmedildi” (Müslim, Hudûd, 28).

Scroll to Top